Faculty of Law - Master's degree
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Faculty of Law - Master's degree by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 48
Results Per Page
Sort Options
Item Open Access Türk yabancılar hukuku ve AİHM içtihadi doğrultusunda geri gönderme yasağı(Bilkent University, 2019-05) Aktan, ElçinBu çalışmanın amacı, Türk Yabancılar Hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı doğrultusunda geri gönderme yasağının kapsamının belirlenmesidir. Geri gönderme yasağı, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, sayıları oldukça artan yerinden edilmiş kişilerin, en temel hakları olan yaşam ve özgürlük haklarını korumayı amaçlayan bir uluslararası teamül hukuku kuralıdır. Kaynağını 1951 Cenevre Sözleşmesinden alan geri gönderme yasağı, insan haklarıyla olan yakın ilişkisi sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi gibi birçok uluslararası sözleşmenin kapsamında değerlendirilmektedir. Geri gönderme yasağının uluslararası anlaşmalarla hüküm altına alınması, devletlerin bu yasağı iç hukuklarına aktarmalarını da sağlamıştır. Bu nedenle, özellikle 1951 Cenevre Sözleşmesinin ortaya koyduğu koruma, devletlerin iç hukukları açısından da benimsenmektedir. Türk Yabancılar Hukuku da, 1951 Cenevre Sözleşmesi ile getirilen bu yasağı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ele almış, temel kural olarak benimsemiştir. Bu çalışmada Türk Yabancılar Hukuku ile 1951 Sözleşmesine ek olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ve bu Sözleşmelerin uygulayıcısı olan denetim organlarının geri gönderme yasağını uygularken çizdiği kapsamı ortaya konulmuş, bu doğrultuda, Türk Yabancılar Hukuku ile karşılaştırma yapılarak hem mevzuat, hem uygulama açısından benzer ve farklı yönler tespit edilmiştir.Item Open Access Türk hukukunda yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk(Bilkent University, 2019-05) Yönet, Yağmur ÖyküGünümüz dünyasında ekonomik ve sosyal konjonktür borçluları yardımcı kişilere başvurmaya zorlamaktadır. Tezin çalışma alanı Türk Borçlar Kanunu’nun 116. maddesinde düzenlenmiş olan yardımcı kişinin fiillerinden sorumluluk kurumudur. Tezin amacı ve asıl odak noktası Türk Hukuku (TBK 116) ekseninde sorumluluğun şartları ve tartışmalı hususlar olacaktır. Özellikle de Yargı kararları ve doktrin arasındaki çekişme sunulacaktır. Aynı zamanda İsviçre Borçlar Kanunu art. 101) ve Alman Medeni Kanunu (§278) da incelenecektir. Bu kapsamda, sayısız yargı kararı ele alınacaktır. Tezde ilk bölüm, sorumluluğu genel hatlarıyla inceleyecektir. İkinci bölümde sorumluluğun şartları sunulacaktır. Nihayet, üçüncü bölüm sorumluluğun hüküm ve sonuçlarını ortaya koyacaktır.Item Open Access Sermaye piyasalarında aracılık faaliyetlerinin hukuki niteliği(Bilkent University, 2019-09) Kankoç Aydın, DilaraHalka arza aracılık ve alım-satım aracılığından oluşan aracılık faaliyetleri, diğer yatırım hizmet ve faaliyetleri yanında, sermaye piyasası işlemlerinin temelini oluşturmaktadır. Zira yatırım kuruluşlarından halka arza aracılık hizmeti alınmaksızın ihraç yapılması mümkün olmadığı gibi, ikincil piyasalarda sermaye piyasası araçlarının yatırımcılar arasında tedavülü, alım-satım aracılığı hizmeti alınmaksızın gerçekleşemeyecektir. Dolayısıyla bu hizmetlerin alınması esnasında ihraççılar ve yatırımcılar ile yatırım kuruluşları arasında doğacak olası uyuşmazlıklarda uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesi için aracılık faaliyetlerinin hukuki niteliklerinin tartışılması gerekecektir. Bu çalışmada 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun ikincil düzenlemeleri kapsamında aracılık faaliyetleri, bu faaliyetleri gerçekleştirebilecek yatırım kuruluşları, faaliyet usul ve esasları, aracılık türleri, aracılık türlerinin ABD ve AB Hukuklarındaki görünümleri ve tüm aracılık türlerinin hukuki niteliklerinin ele alınması söz konusudur.Item Open Access Ceza yargılamasında jüri(Bilkent University, 2020-06) Erdem, BedirhanBu tezde, halkın ceza yargılamasına jüri olarak katılması incelenmiştir. Soruşturma ve kovuşturma evresine konumlanan jüri, ceza yargılaması öznesi olarak ele alınmıştır. Halkın jüri olarak özneleşmesi, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Fransa, Avusturya ve Rusya ceza yargılaması hukuku örnekleminde incelenmiştir. Dogmatik ceza yargılaması hukuku içerisinde, jürinin kurduğu yargılama ilişkileri, jürinin yargılama işlemleri açıklanmıştır. Çalışmanın en sonunda ise jüri kovuşturması, toplumbilim ve hukuk kesişiminde açıklanmıştır.Item Open Access Türk Ticaret Kanunu kapsamında anonim şirketlerde sermayenin kaybı ve borca batıklık(Bilkent University, 2020-06) Durmuş, Aybüke NazEkonomik hayatta büyük öneme sahip olan anonim şirketler açısından pay sahiplerinin sınırlı sorumluluğu söz konusudur. Şirket alacaklılarının, şirket alacaklarından dolayı pay sahiplerinin kişisel malvarlığına başvurma imkanları bulunmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketin malvarlığının ve sermayesinin korunmasına yönelik çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Tezimizin konusunu oluşturan TTK’nın 376. maddesi de bu düzenlemelerden bir tanesidir. TTK 376. madde ile sermaye kaybı ve borca batıklık durumunda alınması gereken tedbirler ve doğacak hukuki sonuçlar, kaybın oranına göre aşamalı olarak düzenlenmiştir. Buna göre sermaye ile kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının kaybı halinde, yönetim kurulu genel kurulu toplantıya çağırmalıdır ve iyileştirici önlemleri sunmalıdır. Kaybın üçte iki oranında olması halinde ise genel kurulun sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermesi gerekmektedir, aksi halde şirket kendiliğinden sona erer. Borca batıklık halinde ise yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirmeli ve şirketin iflasını istemelidir. Tezimiz üç ana bölümden meydana gelmektedir. Tezimizin ilk bölümünde anonim şirketlerin mali yapısı, malvarlığı ve sermaye unsurları, malvarlığının ve sermayenin korunması ilkeleri incelenmiştir. İkinci bölümde sermayenin kaybı ve borca batıklık kavramları ve bunların nasıl tespit edileceği ele alınmıştır. Tezimizin üçüncü bölümünde ise sermaye kaybı ve borca batıklık durumunda alınması gereken önlemler, doğan hukuki sonuçlar ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu incelenmiştir.Item Open Access Anonim ortaklıklarda kamu denetimi ve gözetimi kapsamında Ticaret Bakanlığının denetimi(Bilkent University, 2020-07) Özden, EceBu tez, anonim ortaklıkların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenmesini ele almaktadır. Anonim ortaklıkların ülke ekonomisindeki yeri ve önemi, bu ortaklıklar üzerinde kamu denetimi ve gözetimini gerekli kılmaktadır. Bu itibarla, Ticaret Bakanlığına anonim ortaklıkların kuruluş, işleyiş ve sona erme aşamalarını kapsayan, geniş anlamda denetim ve gözetime ilişkin önemli görev ve yetkiler tanınmıştır. Söz konusu yetkiler, 6102 sayılı Kanun‟un ve ilgili mevzuatın çeşitli hükümlerinde dağınık halde bulunduğundan, ayrıntılı bir inceleme ve değerlendirmeyi gerektirmektedir. Bu çalışmada, Ticaret Bakanlığının kamu denetimi anlamında sahip olduğu görev ve yetkiler ile bu yetkilerin kullanım şekillerine yer verilmekte olup, anılan bu yetkilerin kullanımına ilişkin tartışmalı ve tereddütlü noktalar üzerinde durularak ortaya çıkabilecek sorunların çözümüne yönelik öneriler ileri sürülmektedir.Item Open Access Kişisel verilerin korunması ve rekabet hukuku boyutuyla büyük veri(Bilkent University, 2020-12) Ekin, Besteİçinde bulunduğumuz bilgi çağında yaşanan teknolojik gelişmeler ekonominin dijitalleşmesi sürecini beraberinde getirmiştir. Özellikle internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ekonomik faaliyetlerin çevrim içi ortamlara taşınması dijital ekonomi kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu yeni ekonomi içerisinde kişisel veriler birçok dijital pazarın belkemiği haline gelmiştir. Bu durum üzerinde “büyük veri” olgusunun önemli bir rolü bulunmaktadır. Zira büyük veri, teşebbüslerin neredeyse gerçek zamanlı olarak verileri toplamasına, analiz etmesine ve bunlardan sonuç çıkarmasına olanak tanımaktadır. Bununla birlikte kişisel verilerin bu şekilde kullanılmasının bireylerin menfaatleri ile çatışabilecek olması ihtimali bu verilerin korunması gerekliliğini gündeme getirmektedir. Ayrıca büyük veri setlerinin hızla artan ekonomik kullanımlarının rekabet düzeni üzerinde de birtakım etkiler doğuracağı açıktır. Bu çalışmada kişisel verilerin korunması, büyük veri ve rekabet hukuku alanları arasındaki etkileşim temel alınarak mevcut rejimin büyük veri temelli pazarlarda gündeme gelebilecek rekabetçi endişeleri gidermede ne derece yeterli olabileceği sorusu cevaplanmıştır.Item Open Access Viyana Satım Antlaşması çerçevesinde sözleşmeden dönme(Bilkent University, 2020-12) Yağmur, Refia NurBu çalışma, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Çalışma ile Viyana Satım Antlaşması kapsamına giren bir milletlerarası satım sözleşmesinden dönme konusu incelenmiştir. Çalışmada öncelikle Antlaşma’nın sözleşmeye ihlal yaklaşımından kısaca bahsedilmiştir. Akabinde, Antlaşma’nın sözleşmeden dönme hakkının mevcudiyeti için aradığı iki alternatiften biri olan esaslı ihlal üzerinde durulmuş, bu doğrultuda tarafların Antlaşma kapsamındaki borçlarına ve başlıca esaslı ihlal hallerine değinilmiştir. Daha sonra, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabileceği ikinci durum olan ek süre mekanizması ele alınmıştır. Son olarak, sözleşmeden dönme hakkının kullanılması bakımından sözleşmeden dönme beyanına ve sözleşmeden dönmenin sonuçlarına ilişkin detaylı açıklamalar yapılmıştır. Çalışmada Antlaşma’nın niteliği gereği, milletlerarası doktrindeki çalışmalardan ve çeşitli ulusal yargı makamları ile hakem heyetlerinin kararlarından mümkün olduğunca yararlanılmaya çalışılmıştır.Item Open Access Anayasa mahkemesi iptal kararlarının zaman yönünden uygulanması(Bilkent University, 2020-12) Özveri, Kübra CemreBu tez, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının zaman yönünden uygulanmasını ele almaktadır. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının zaman içindeki etkisi, öncelikle anayasaya aykırılığın hukuki sonucu çerçevesinde incelenmiştir. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının uygulamada doğurduğu sonuçların somutlaştırılması amacıyla, iptal kararlarının yürürlüğe girdiği tarihe ve kararların zaman içindeki etkisine ilişkin düzenlemeler, bu düzenlemelere ilişkin yargı içtihadı ile birlikte değerlendirilmiştir. Türk hukukunda temel kural Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliği olmakla birlikte, yapılan inceleme, iptal kararlarının sıklıkla geriye etkili olarak uygulandığını göstermektedir. Bu doğrultuda çalışma kapsamında, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının zaman yönünden uygulanması sırasında ortaya çıkan içtihat farkları ve kararların zaman içindeki etkisinden doğan sorunlar ortaya konulmaya, bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.Item Open Access Milletlerarası ticarî tahkimde tarafların eşitliği ilkesinin Türk hukuku bakımından değerlendirilmesi(Bilkent University, 2020-12) Özcan, BüşraMilletlerarası ticarî tahkimde tarafların eşitliği ilkesi, yargılamaya hâkim temel usûli haklardan biridir. Taraflara eşit muamelede bulunulması olarak da tanınan bu ilke, âdil yargılanma hakkı ile yakın ilişkilidir. Âdil yargılanma hakkı, Türk hukukunda Anayasal bir ilke (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 36) olup Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (madde 6) ile de güvence altına alınmıştır. Çalışmamız çerçevesinde eşitliğe ilişkin farklı anlayışlar karşılaştırılmış ve usûli açıdan âdil bir dengeyi temin etmek bakımından tarafların eşitliği ilkesinin rolü irdelenmiştir. Tarafların eşitliği ilkesinin ihlâli, hakem kararının iptali sebebi olabilmekte veya yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine engel teşkil edebilmektedir. Çalışmamızda tahkim yargılamasında tarafların eşitliği ilkesinin ihlâli nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru şartları da tartışılmıştır. Bu tez çerçevesinde, tarafların eşitliği ilkesine ilişkin hükümler karşılaştırmalı olarak incelenmiş, ilgili yargı kararlarına ve hakem kararlarına yer verilmiştir.Item Open Access Türk borçlar kanunu madde 138 çerçevesinde sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması(Bilkent University, 2020-12) Pakdil, HayriSözleşme serbestisi ve bunun sonucu olarak sözleşmeye bağlılık ilkesi, modern kanunlaşma hareketlerini etrafında şekillendiren, özel hukukun en temel ilkeleri arasında yer almaktadır. Fakat sözleşme kurulduktan sonra ortaya çıkan durum değişiklikleri sonucunda sözleşme ilişkisine devamın adil olmayan sonuçlar ortaya çıkarabileceği, bilhassa dünya savaşları ve ekonomik krizler sonrasında gündeme gelmiştir. Sözleşmeye bağlılık ile sözleşme adaleti ilkeleri arasında bir uzlaşma sağlanması çabalarının sonucu olarak ise sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması bir hukuki mekanizma olarak ortaya çıkmıştır. Türk Hukukuna öğretideki görüşler ve yargısal uygulamalar ile giren sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması, 2012 yılında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 138 hükmü ile kanuni düzenlemesine kavuşmuştur. Çalışmamızda sözleşmeye bağlılık ilkesi ve sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması arasındaki ilişki incelenmiş, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasının tarihsel gelişimi, hukuki temeli ve farklı hukuk düzenlerinde geliştirilen teoriler üzerinde durulmuştur. Türk Borçlar Kanunu madde 138 düzenlemesinin şartları ve olay grupları bağlamında kapsamı tartışılmış, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasının talep edilmesinin hukuki niteliği, uyarlamanın nasıl yapılacağı ve doğuracağı hukuki sonuçlar, öğretide ileri sürülen görüşler ve yargı uygulamaları da değerlendirilerek açıklanmıştır.Item Open Access Ticaret şirketlerinin birleşmesinde ortakların dava hakları ile korunması(Bilkent University, 2020-12) Genç, Seren6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, ticaret şirketlerinin birleşmesinde, birleşen şirketlerin ortakları arasındaki dengenin sağlanması ve ortakların korunması amacıyla devamlılık ilkesini kabul etmiş; ortaklara bilgi alma ve inceleme hakları ile bazı dava hakları tanımıştır. Çalışmamızın özünü, ticaret şirketlerinin birleşmesinde ortakların korunmasına hizmet eden dava hakları oluşturmaktadır. Tezimizde öncelikle birleşme kavramı üzerinde durulmuştur: Birinci bölümde birleşmenin tanımı, türleri ve düzenlenişine; ikinci bölümde ise birleşmeye hâkim olan ilkelere ve birleşmenin işlemlerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde, birleşmede korunması gereken menfaat grupları tespit edilerek korunma yolları ele alınmıştır. Dördüncü bölümde, genel olarak devamlılık ilkesi ile bilgi alma ve inceleme hakkı bağlamında ortakları koruyucu mekanizmalar incelenmiştir. Nihayet beşinci bölümde ise birleşme, bölünme ve tür değiştirme işlemlerine özgü olan ortaklık payları ve haklarının incelenmesi davası (denkleştirme davası) (TTK m. 191), özel iptal davası (TTK m. 192) ve özel sorumluluk davası (TTK m. 193) ile TTK m. 193 hükmünün yaptığı gönderme sebebiyle, ortaklara tanınmış olan kuruluş sorumluluğundaki dava haklarının yanı sıra şirketler topluluğu düzenlemeleri kapsamında tazminat davası ve payların satın alınması talep ve davası incelenmiştir.Item Open Access Bağlı şirketi kayba uğratma suretiyle hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımı(Bilkent University, 2020-12) Gültepe, İremŞirketler topluluğu, Türk hukukunda ilk defa 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile düzenlenmiştir. Şirketler topluluğuna ilişkin düzenlemeler kapsamında, bir şirketin başka bir şirket üzerinde TTK madde 195 hükmünde öngörülen yöntemlerle hâkimiyet kurabileceği kabul edilmiş ve bu durumdan etkilenebilecek menfaatler dikkate alınarak hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımını esas alan özel bir sorumluluk sistemi geliştirilmiştir. Hâkimiyetin hukuka aykırı kullanım yolları TTK’da iki temel kategori halinde düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi bağlı şirketi kayba uğratma suretiyle hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımıdır. Kanun koyucu, bağlı şirketi kayba uğratma suretiyle hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımı konusunda, hâkimiyetin kısmi veya tam oluşuna göre bir sınıflandırma yapmıştır. Kısmi hâkimiyet bakımından TTK madde 202 (1) hükmü, tam hâkimiyet bakımından ise TTK madde 203-206 hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. Bu tezin esas amacı, bağlı şirketi kayba uğratma suretiyle hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımının koşulları ile sonuçlarını, özellikle de sorumluluk konusunu, TTK sistematiğine uygun olarak kısmi ve tam hâkimiyet açısından ayrı ayrı incelemektir. Çalışma kapsamında; şirketler topluluğunun belirleyici unsurları ele alındıktan sonra, bağlı şirketi kayba uğratma suretiyle hâkimiyetin hukuka aykırı kullanımına ilişkin hükümler, konuya ilişkin yoruma açık ve tartışmalı noktalara değinilerek açıklanacaktır.Item Open Access Milletlerarası ticari tahkim açısından çevrimiçi (online) tahkim yöntemi(Bilkent University, 2021-01) Sevgi, SametBu tez, milletlerarası ticari tahkim açısından çevrimiçi tahkim yöntemini ele almaktadır. İnternet ve iletişim teknolojilerinde meydana gelişmeler sonucu ortaya çıkan çevrimiçi uyuşmazlık çözümü yöntemlerinden biri de çevrimiçi tahkim yöntemidir. İlk etapta sınır-aşan karakterli elektronik ticaret uyuşmazlıklarının çözümü noktasında önemli bir işleve sahip olan çevrimiçi tahkim yöntemine olan ihtiyaç, güncel olarak etkisini gösteren Covid-19 pandemi sürecinde, pek çok uyuşmazlık türü bakımından kendini göstermiştir. Çevrimiçi tahkim yöntemine ilişkin yerel ve milletlerarası düzeyde özel düzenlemeler bulunmadığı için bu yöntemin uygulanabilirliği, ticari tahkime ilişkin genel düzenlemelere uygunluğu ölçüsünde mümkün olmaktadır. Bu sebeple de, çalışma kapsamında temel olarak, hem çevrimiçi tahkim yönteminin var olan hukuki yapıdaki yeri hem de bağımsız bir yöntem olarak tanınarak özel düzenlemelere ihtiyaç duyup duymadığı gibi hususların ele alınması amaçlanmıştır.Item Open Access 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre anonim şirketlerde elektronik yönetim kurulu(Bilkent University, 2021-01) Beder, AylinBu çalışmamızın amacı anonim şirketlerde kısmen veya tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantılarının işleyişinin açıklanmasıdır. Kanun koyucu gelişen teknolojiyi ve gittikçe sayıları artan uluslararası şirketleri göz önünde bulundurarak 6102 sayılı TTK’da 6762 sayılı TTK’dan farklı hükümlere yer vermiştir. 6102 sayılı TTK’nın m. 1527’de yer alan düzenlemesine göre anonim şirketin esas sözleşmesinde düzenleme yapılması kaydıyla yönetim kurulu toplantıları tamamen elektronik ortamdan yapılabileceği gibi fiziki ortamda yapılan yönetim kurulu toplantısına isteyen yönetim kurulu üyeleri elektronik ortamdan da katılabilir. Kısmen veya tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilecek yönetim kurulu toplantılarına ilişkin kanun koyucu genel nitelikte hükümler koymakla yetinmiştir. Diğer bir deyişle, fiziki ortamda gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantılarında olduğu gibi kısmen veya tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantılarının işleyişini belirleme yetkisi yönetim kuruluna aittir. Bu çalışmada kısmen veya tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilecek yönetim kurulu toplantılarına ilişkin 6102 sayılı TTK ve ikincil mevzuat ile getirilen düzenlemeler açıklanmıştır. Bununla birlikte yönetim kurulunun kendi işleyişini belirleme yetkisi göz önünde bulundurularak uygulamada karşılaşılabilecek sorunlara değinilmiştir.Item Open Access 6493 sayılı kanun kapsamında ödeme hizmeti sözleşmesi(Bilkent University, 2021-06) Erdem, DuyguGünümüzde finansal sistem içerisinde yer alan ödeme hizmetleri alanında çok sayıda ödeme işlemi gerçekleştirilmekte, kullanılan ödeme araçları ve yöntemleri giderek çoğalmaktadır. Ödemeler alanında faaliyet gösteren ödeme hizmeti sağlayıcıları ile hizmetten yararlanan kullanıcılar arasındaki ilişkilerin güvenli ve etkin bir şekilde yürütülmesi önem taşımaktadır. Çalışmamızın amacı, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun çerçevesinde ödeme hizmeti sağlayıcısı ile ödeme hizmeti kullanıcısı arasında akdedilen ödeme hizmeti sözleşmesinin incelenmesidir. Tezimiz iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ödeme hizmeti sözleşmesinin tanımı, unsurları, kurulması, hukuki niteliği ve şekli ele alınmıştır. Tezimizin ikinci bölümünde ise ödeme hizmeti sözleşmesinde tarafların borçları ve sözleşmenin sona ermesine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.Item Open Access Vatandaşlık kavramının ve özellikle gerçek bağ teorisinin tarihi, karşılaştırmalı ve eleştirel bir incelemesi(Bilkent University, 2021-08) Şaar, CemilVatandaşlık, tarihin çeşitli dönemlerinde kendisine farklı anlamlar yüklenen bir kavram olmuştur: Akrabalık, yerlilik, hemşehrilik, memleketlilik … Bu anlam çeşitliliğinin ise göç hareketleri, savaşlar, ahlaki, etik ve hukuki normların değişimi gibi incelenecek olan pek çok farklı sebebi olmuştur. Vatandaşlığın anlamında yaşanan değişimler; 19. yüzyıla kadar, sınırlı bir kesimi tanımlama veya merkezi otoritenin boyunduruğu altında olup da aynı ülkede yaşama veya aynı dini paylaşma gibi en az bir ortak paydaya sahip olan çok daha geniş bir kesimi tanımlama olarak adlandırılabilecek olan iki eksen arasında hareket eden bir sarkaç olarak kurgulanabilir. Hatta anılan sarkacın hareket ettiği iki ekseni daha net bir şekilde şöyle de ifade edebiliriz: Kapsayıcılık ve münhasırlık. Oysa özellikle 19. yüzyıldan itibaren girilen çağda, insanlığın kolektif düşünce dünyasının kabiliyetlerinde yaşanan gelişmeler neticesinde kavramın bu klasik beşiğini terk ettiği ve çok daha farklı bir kılığa girdiği görülür. Vatandaşlık kavramı belki de tarihte ilk defa, dini, kültürel ve sair tüm manevi konotasyonlarından arındırılmış bir hale, arı ve teknik bir hukuki kavrama dönüşmüştür. Vatandaşlık kavramını tarihi ve dilbilimsel açılardan da inceleyecek olan çalışmanın ilk bölümü de işte bu yukarıda anlatılan değişimi, kavramı doğuşundan itibaren ele almak suretiyle ortaya koyacaktır. Vatandaşlık bir nehir olarak düşünülürse, bu ilk bölüm nehrin yatağına ilişkin incelemelere ayrılmıştır da denebilir. İkinci bölümde ise kanaatimce vatandaşlığı aslında yukarıda sayılan “manevi” unsurları da ifade etme yükünden kurtarmış olan gerçek bağ teorisi incelenecektir. Bu teori ve onun ortaya çıktığı Nottebohm kararının detaylı bir araştırmasına ayrılmış olan ikinci bölümün de tamamlanmasıyla birlikte inceleme konumuzun temelini teşkil eden en temel iki kavram anlaşılmış olacaktır. Son ve üçüncü aşamada ise anılan kavramların günümüz uygulamasındaki görünümleri ve sahip oldukları/sahip olmaları gereken anlamlar araştırılacaktır. Bu eserin en temel amacı vatandaşlık kavramının; aslında son yüzyıl içerisinde kabulü yaygınlaşmış olan sosyolojik görüşün kurguladığı gibi bir kavram olmadığını, her durumda olmasa da sıklıkla kuru bir hukuki kavram olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Vatandaşlık sosyal gerçeklikleri her zaman yansıtma kabiliyetine sahip olmayan bir kavramdır ve bundan fazlası olarak görülmemelidir, dolayısıyla fiili durumu yansıtma fonksiyonu; gerçek vatandaşlık, mutat mesken gibi daha aktüel kavramlara terk edilmelidir. Bu temel hipotezin sosyal bilimler açısından mümkün araçlar dahilinde ispatlanması halinde, çalışma da amacına ulaşmış sayılacaktır.Item Open Access Yapay zekâ teknolojilerinin ortaya koyduğu buluşların patentlenebilirliği(Bilkent University, 2022-01) Bayındır, Anıl SenaKişilerin ücretsizce fotoğraf, yazı vb. paylaşımlar yaptığı sosyal medya hesaplarının neredeyse dünyanın her yerinde kullanılmasıyla veri eksikliğinin ortadan kalkması ve gelişen bilgi işlem gücüyle birlikte günümüzde artık makine öğrenmesi mümkün hâle gelmiştir. Bu durum, yapay zekânın hayatın her alanında kullanılmasını sağlayacak bir kapasiteye ulaşmasını mümkün kılmıştır. Bu sebeple, 21. yüzyılda hayatın neredeyse her alanında kendinden bahsettiren yapay zekânın sebep olacağı sosyal, ekonomik ve hukuki sonuçlara hazır olmak gerekmektedir. Yapay zekânın günümüzde belirsizliklere sebep olduğu bir alan da patent hukukudur. Buna bağlı olarak, bu çalışmanın birinci bölümünde yapay zekâ kavramı ve fikri mülkiyet hukukuyla ilişkisi üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde ise buluşçu yapay zekânın mevcut patent hukuku düzenlerinde sebep olduğu sorunlar Türk, İngiliz ve Amerikan hukukları çerçevesinde ele alınacaktır. Nihayet üçüncü bölümde yaratıcı yapay zekânın ortaya koyduğu buluşlar, fikri mülkiyet hukukunun ekonomik analizi ve koruduğu değerler çerçevesinde değerlendirilecek ve söz konusu buluşların sebep olduğu belirsizliklere karşı benimsenecek politikalar avantajları ve dezavantajları ışığında tartışılacaktır.Item Open Access Kurumsal yönetim bağlamında şirket sekreteri(Bilkent University, 2022-02) Işık, BurakItem Open Access Türk, ABD VE AB Hukuku düzenlemeleri çerçevesinde kitle fonlaması(Bilkent University, 2022-03) Ural, Ahmet EminGünümüz dünyasında iş modeli portföyünün genişletilmesi adına pek çok çalışma gerçekleştirilmektedir. Bunlardan bir tanesi de kitle fonlamasıdır. Kitle fonlaması finans hizmetlerini taşınabilir hale getiren bir fintek hizmetidir. Kitle fonlaması dört farklı şekilde karşımıza çıkmakla beraber çalışmada ağırlıklı olarak paya ve borçlanmaya dayalı modellere ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Kitle fonlaması esasen, 2008 finansal krizinden sonra nakit ihtiyacı olan girişimcilerin düşük işlem maliyetleriyle yenilikçi iş fikirlerini hayata geçirmesi eksenine oturtulmuştur. Bu durumda girişimci halka arz maliyetlerine katlanmaksızın nakde kavuşurken, çok sayıda yatırımcı küçük miktarlarla girişimcilere yatırım yapma imkânına kavuşmaktadır. Girişimci çok sayıda yatırımcıdan fon beklediğine göre yatırımcı kitlesi hayli geniş olacaktır. Bu durumda yatırımcının korunmaya ihtiyacı olacağından sermaye piyasası hukukunun düzenlemeleri uygulanacaktır. Çalışmamızda Türk hukukundaki kitle fonlaması düzenlemeleriyle beraber ABD ve AB hukukundaki kurallar da ele alınacaktır. Tezin ilk bölümünde kitle fonlaması genel itibariyle incelenecektir. İkinci bölümde ABD ve AB düzenlemeleri ele alınacak, 3. Bölümde ise Türk hukukundaki kitle fonlaması düzenlemeleri analiz edilecek ve son bolümde kitle fonlaması tarafları arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ile anılan tarafların sorumlulukları tespit edilecektir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »