History of Turkey

Permanent URI for this collection

‘History of Turkey’ is a compulsory course for all Bilkent University undergraduate students. This course is designed to encourage students to work in group projects about any topic of their choice that relates to the history of Turkey. Since the beginning of 2011 Spring Semester, students from each department at Bilkent University have been presenting their group projects based on their research topics. Each of these projects shed light on a specific field of Turkish history. These projects are then examined by a panel from Bilkent University and successful projects are chosen to receive awards in the September of the following academic year.

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 4704
  • ItemRestricted
    Farmasötik toksikoloji alanının gelişiminin tarihçesi
    (Bilkent University, 2023) Gürbay, Erdem Alp; Şekerci, Yiğit Emin; Ekmen, Mehmet Akif; Türüt, Elif Nur; Bakirdöken, Batucan
    Türkiye’de toksikoloji alanındaki gelişmeler, farmasötik toksikolojinin branşlaşmasıyla birlikte çok daha kapsamlı hale gelerek toksikoloji biliminin Türkiye’deki konumunu önemli ölçüde etkilemiştir. Bu makale, 1965-1983 yılları arasında farmasötik toksikoloji özelinde yapılan faaliyetleri ve akademik alanlardaki düzenlemeleri araştırır; araştırma geliştirme çalışmalarını ve farmasötik toksikolojinin diğer branşlarla olan bağlantısını inceler. Özellikle üniversitelerde yapılan düzenlemelerle birlikte eczacılık fakültelerinden ayrılarak bir anabilim dalı haline gelmesinin nedenleri, üniversitelerde ilk toksikoloji kürsülerinin açılması ve bu gelişmelerin sonuçlarına değinerek Türkiye’de farmasötik toksikolojinin gelişim sürecini aktarmayı amaçlar.
  • ItemRestricted
    Amerikan haşhaş krizinin Afyonlu çiftçiler üzerine etkileri
    (Bilkent University, 2023) Malkara, Buğra; Bıyıkoğlu, Ece; Demirtaş, Göktuğ Ozan; Güler, Elif Sena; Ceyhan, Barbaros
    Haşhaş Osmanlı Devleti’nden itibaren günümüze kadar ekilen ve mahsulleri uyuşturucu yapımında ve ilaç endüstrisi başta olmak üzere birçok alanda kullanılan bir bitkidir. Mahsullerinin uyuşturucu üretiminde kullanılması sebebi ile üretimi her dönemde denetlenmiştir. 1970’li yıllara gelindiğinde ise ABD’deki artan uyuşturucu bağımlılığı sebebi ile üretimi bir süreliğine Türkiye’de yasaklanmıştır. Araştırmamız öncelikli olarak, o dönemde önemli bir hasat olan haşhaşın yasaklanmasından öncesinde, yasaklanma sürecinde ve sonrasında Afyonkarahisarlı çiftçilerin ekonomik ve sosyal açıdan nasıl etkilendiğini yine Afyonkarahisarlı bir çiftçi olan Arif Yitik ile yapılan röportaj ve çeşitli belgeler kullanarak irdelemekte ve süreçte Türkiye-Amerika arasındaki politik süreci incelemektedir.
  • ItemRestricted
    Türkiye’nin karanlık hatırası Ulucanlar Cezaevinin siyasi tarihi ve Türk kamuoyu aracılığıyla Türk ceza sistemine etkisi
    (Bilkent University, 2023) Topalakcı, Arda; Doğan, Yiğit Ali; Malazgirtli, Nafiye; Öztürmen, Mihriban İdil; Şahin, Tuna
    Ulucanlar Cezaevi, 1923 yılında askeri bir depo olarak inşa edilmiş bir kurum olup 1925’te bir cezaevi olarak kullanım görmeye başladı. 2004 yılına kadar hizmet veren bu kurum, uzun yıllar boyunca Türk toplumunu ve siyasetini çok farklı yönlerden etkiledi. Günümüzde idamların sıkça gerçekleştirildiği ve siyasi mahkûmların tutulduğu bir yer olarak bilinen Ulucanlar cezaevi tarihimizde karanlık ve en az bir o kadar da önemli bir yere sahiptir. Bu araştırmada, Ulucanlar Cezaevi ve Ulucanlar Cezaevinin tarihçesi ile ilgili belgelerden, raporlardan, kitaplardan ve Ulucanlar Cezaevi müzesinin müdürü Merve Bayıksel ile yapılan röportajdan yola çıkarak Ulucanlar Cezaevinin tarihi, Türk siyasetindeki yeri, cezaevinin koşullarını, Türk ceza sistemine ve kamuoyuna etkisi, günümüzde nasıl algılandığı ve Ulucanlar Cezaevinden çıkarabileceklerimiz anlatılmıştır. Türk tarihinin önemli bir bölümü faaliyet gösteren ve siyasi mücadele ve idamlar ile nam salan Ulucanlar Cezaevinin incelenmesi büyük önem arz etmektedir.
  • ItemRestricted
    Karadeniz Ereğli’nin 100 yıldır değişmeyen lezzeti: Özden Şekerleme
    (Bilkent University, 2023) Mutaf, Kunter; Aras, Inanç; Uçar, Yusuf Kerem; Yiğit, Ahmet Kaan
    Bu araştırmada Karadeniz Ereğli’de bulunan ‘Özden Şekerleme’ adında bir şekerleme dükkanı ele alınmıştır. Bu dükkanın geçmişi, nasıl kurulduğu ve şu anki hali incelenmiştir. Bunun yanı sıra Ereğli’nin sanayileşme süreci ve oradaki hayat sosyoekonomik düzeyde incelenip anlatılmıştır. Bu araştırmanın amacı insanlara Özden Şekerleme hakkında bilgi vermek ve bunun yanı sıra insanlara Ereğli’nin tarihi hakkında bilgi verip nasıl bir toplumsal yapıya sahip olduğunu göstermektir.
  • ItemRestricted
    1960-1980 yıllarında sinema sektöründeki sendikalaşma süreci
    (Bilkent University, 2023) Güder, Orhun; Öztürk, Bera Nesibe; Tomrukçu, Emir; Gül, Artun Berke
    Türkiye’de 1961 Anayasası ile sendikacılıkta yeni bir dönem başlamış ve birçok yeni sendika kurulmuştur. Çoğu sektörde olduğu gibi sinemacılık sektörü de getirilen bu özgürlükten yararlanmış ve kendi içinde sendikalaşma çalışmalarına başlamıştır. 1960’lı yıllarda siyasi sebeplerin yanında işverenlerin işçilere karşı tutumları çalışanları sendikacılığa itmiştir. 1960’larda başlayan bu sendikacılık faaliyetleri 1970’lerde yeni sendikalar ve Ankara Yürüyüşü gibi olaylar ile doruk noktasına ulaşmıştır. Sinema sektöründeki bu sendikalar 1980 darbesinden sonra aktifliklerini yitirmişlerdir.
  • ItemRestricted
    Türkiye’den Almanya'ya göç ve BAKTAT aile şirketi
    (Bilkent University, 2023) Kayaaslan, İpek; Çelik, Zehra; Aladağ, Berfin; İpekci, Ege; Özcan, Alp Bora
    Bu çalışma 1950’li yıllarda Türkiye’den Almanya’ya olan işçi göçünden bahsetmektedir. Türkiye Almanya arasında olan bu işçi göçleri iki ülke içinde önemli bir rol oynamış ve bu çalışmada özellikle Türk göçmenlerin Almanya’ya olan göç süreci incelenerek, göç sürecinin sebepleri ve yarattığı etkiler üzerinde durulmuştur. 1950’li yıllarda başlayan göçlerin Almanya’nın iş gücüne ihtiyacı olmasının yanı sıra Türkiye'deki ekonomik sıkıntılarla birlikte başladığı ayrıca bu süreç içinde göç eden Türk işçilerin ekonomik ve kültürel açıdan sıkıntılar çektiği, entegrasyon ve adaptasyonda zorluklar yaşadığı görülmektedir. Baklan ailesi üzerinden Türk göçmenlerin kültürel, sosyal adaptasyonu detaylı bir şekilde anlatılacak ve bu süreçteki uyum sağlama çabası, Alman ve Türk toplumları arasında olan kültür alışverişine değinilecektir. Son olarak Türklerin ekonomik entegrasyonu ise BAKTAT şirketi üzerinden örneklendirilip, şirketin kuruluşu, gelişimi ve entegrasyon süreci anlatılarak göçmenlerin ekonomik açıdan uyum sağlama çabaları daha net bir perspektiften gösterilecektir.
  • ItemUnknown
    Nesilden nesile fotoğrafçılık: Edessa fotoğraf
    (Bilkent University, 2023) İtkü, Gözde; Pekgöz, İlayda; Ceran, Derin; Neziroğlu, Mehmet Batuhan; Malkoç, Ertuğrul
    Osmanlı İmparatorluğu sonrasında, ardı ardına gelişen savaşlar neticesinde, Türkiye’deki fotoğrafçılık çalışmaları aksadı ve batıdaki gelişmelerden geri kaldı. Cumhuriyetin erken dönemleri ile birlikte başkent Ankara ve İstanbul'da fotoğrafçılık alanında hatırı sayılır çalışmalar başlatıldı. 1932’de halkevlerinin açılması ile birlikte kültür ve sanat çalışmaları hızlandı, sanatçıların ve fotoğrafçıların yetişmesine katkıda bulunuldu. Bu tarihin öncesinde resmi evrak işleri için yalnızca bir araç olan fotoğrafçılık, artık sanat dalı olarak kabul edilmeye başlandı. Dişli ailesi de bu noktada oldukça önemli isimlerin arasında yer almaktaydı. Şanlıurfa'da Sadık Dişli ile başlayan “Foto Sadık” ’ın hikayesi, daha sonra nesilden nesile aktarılarak oğlu Cemal Faruk Dişli ile “Edessa Fotoğraf” ismini alarak Türkiye’nin birçok şehrinde hizmet vermeye devam etti. Zamanla büyüyen Edessa Fotoğraf, Ankara’nın çeşitli ilçelerine ve İstanbul’a yayılarak şubeleşti. Aile, günümüzde halen torunları ve çocukları tarafından birçok şube ile fotoğrafçılık alanında hizmet vermeye devam etmektedir. Bu çalışmada Türk fotoğrafçılık tarihinin gelişimi ve Dişli Ailesi’nin fotoğrafçılık alanına katkıları anlatıldı.
  • ItemRestricted
    Yugoslavya’dan göç: Münevver Alataş
    (2023) Avcu, Cansu; Karaoğlu, Taylan Özgür; Sakallı, Nisa; Ulamış, Elif Didar; Uyar, Aslı Gülce
    Yugoslavya’nın belirli sınırları içerisinde Slav olan ve Slav olmayan Müslümanların iki farklı gruba ayrılması ve Slav olmayan Müslümanların “gerçek” bir Yugoslavya vatandaşı olarak görülmemesi, Slav olmayan Yugoslavya vatandaşlarına uygulanan birçok yaptırım hayatlarını olumsuz yönde etkilediği için bir göç akımı başlatıldı. Yugoslavya ve Türkiye arasında imzalanan Serbest Göç Antlaşmasıyla Yugoslavya’da istedikleri hayatı yaşayamayan, her geçen gün daha çok asimile olan birçok Müslüman Türk vatandaşı, Yugoslavya’dan Türkiye’ye, çoğunlukla İstanbul’a göç etti. Göç eden ailelerden bir tanesi ise Münevver Alataş’ın ailesiydi. Yugoslavya’da birçok zorlukla karşılan, Sırplılar tarafından işkence gören bu aile en sonunda Yugoslavya’dan Türkiye’ye göç etmeye karar verdi. Bu yazı da Münevver Alataş’ın ailesinin Yugoslavya’da yaşadıklarını, göç etmeye nasıl karar verdiklerini, göç sırasında yaşadıklarını ve Türkiye’ye geldikten sonra nasıl Türkiye’ye adapte olduklarından bahseder.
  • ItemRestricted
    Türk eğitim tarihinde Köy Enstitüleri: Gönen Köy Enstitüsü
    (Bilkent University, 2023) Yılmaz, Semiramis Yasemin; Şenkul, Defne; Özgen, Ece İlay; Belli, Ezgi; Topuzoğlu, Sude
    Osmanlı döneminde, Anadolu’daki gözden uzak köylerde yaşanan eğitim eksikliklerini gidermek adına Cumhuriyet döneminde bazı reformlara başvuruldu. Köy Enstitülerinin açılışı da eğitim alanındaki bu eksikleri kapatmak adına yapılan reformlardan bir tanesidir. 1940 yılında açılan Köy Enstitüleri, öğrencilere hem teorik hem pratik bilgiler kazandırarak köy öğretmenleri yetiştirmeyi amaç edindi. Gönen Köy Enstitüsü, 1942 yılında açıldı ve sonrasında geçirdiği değişimlerle günümüze kadar varlığını devam ettirmeyi başardı. Vizyonu ve misyonuyla Köy Enstitülerinin topluma kazandırdığı sosyokültürel ve ekonomik etkileri de köy halkının kalkınmasında önemli rol oynadı. Ancak 1946 yılından sonra yaşanan siyasi değişimlerle birlikte halkın Köy Enstitülerine olan bakışı ve Köy Enstitülerinin asıl vizyonlarından uzaklaşmaları nedeni ile kapatılmak durumunda kalındı. Gönen Köy Enstitüsü de ismi birden fazla kez değişerek günümüzde Gönen Fen Lisesi olarak varlığını sürdürmektedir fakat bu değişim sürecinde tek değişen ismi olmadı. Aynı zamanda eğitim sistemi da daha ezberci ve pasif bir hal aldı. Bu çalışmada Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi başlangıcında Köy Enstitülerine duyulan ihtiyaçtan, açılma süreçlerinden, Gönen Köy Enstitüsünün spesifik açılma hikayesinden, verdiği eğitim ve köy halkına katkılarından, mezunlarından, kapatılış hikayesi ve sebeplerinden, son olarak da kapatıldıktan sonra geçirdiği değişimlerden bahsedilecektir.
  • ItemRestricted
    Çocuk psikiyatrisinin öncülerinden: Kemal Aydınalp
    (Bilkent University, 2023) Aygün, Eda; Özkul, Şimal; Aybaş, Işıl; Özsoy, Ahmet Tarık; Bulut, Timurhan
    Türkiye'de çocuk psikiyatrisi, Türkiye'de 1950'li yıllarda erişkin psikiyatrisinden ayrılarak incelenmeye başlanmıştır. Çocukların zihinsel sağlığına yönelik sorunların teşhisi ve tedavisi gibi hem bireysel hem de toplumsal anlamda önemli sonuçlar doğuran çocuk psikiyatrisinin gelişimi son yıllara tekabül etmektedir. Bu bağlamda yeni ve gelişime açık bir psikiyatri dalıdır. Türkiye'de psikiyatrinin gelişimine önemli katkılarda bulunan ve Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği’nin kurucusu olarak tanınan Prof. Dr. Kemal Aydınalp'in hayatına odaklanan bu araştırma, Aydınalp’in erken yaşamı, eğitimi ve kariyerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ayrıca Aydınalp'in Türk psikiyatrisine getirdiği yenilikleri vurgulanmakta ve Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği’nin kuruluş sürecine odaklanarak; Aydınalp'in liderliğindeki bu kurumun, Türkiye'deki çocuk psikiyatrisine sağladığı önemli rolü ele almaktadır.
  • ItemRestricted
    Zero akımının Türkiye’deki öncüsü: Gencay Kasapçı
    (Bilkent University, 2023) Öğütcü,Aleyna; Yağız,Yağızcan; Sayın,Başak; Önder,Pelin; Kelimet,Haydar Alp
    Bu araştırmanın kapsamında, Dünya’da ve Türkiye’de gölgede kalmış ve bu nedenle merak uyandıran ZERO akımı ele alındı. ZERO akımının tarihçesi ve başta Avrupa olmak üzere, ZERO akımının Dünya’daki etkisi yazıldı. ZERO akımının nasıl oluştuğu, diğer akımlardan nasıl ayrıldığı ve nasıl sona erdiği incelendi. ZERO akımının Türkiye’deki öncüsü Gencay Kasapçı’nın hayatı, eğitimi, İtalya’daki zamanları, Türkiye’ye dönüşü, sanatının evrimi, eserleri, Türkiye’ye bıraktığı izleri ve yaşamından sonra bıraktığı mirası kaleme alındı.
  • ItemRestricted
    Süngercilikten yatak üretimine uzanan yolculuk: Yataş’ın kurucusu Yavuz Altop
    (Bilkent University, 2023)
    Bu makale Türkiye’deki süngerciliğin yükseliş dönemindeki tarihi ve başlıca Yavuz Altop’un bu sektörde yaptığı yenilikler üzerine durmaktadır. Altop 1976’da Türkiye’nin ilk sünger fabrikasını kurup Türkiye’nin sünger endüstrisinin başlıca öncüsü olmuştur. Süntaş ve ardından kurulan Yataş sadece Kayseri sanayisi ve ekonomisini kalkındırmakla kalmayıp Türkiye genelinde sünger ve yatakçılık alanında geniş bir katkı payına sahip olmuştur. Bu makale Türkiye’de süngerciliği, sünger ve yatakçılık alanında bu devrimleri sağlayan Yavuz Altop’un yaşamını, Süntaş’ın kuruluşunu ve Yataş’ın kuruluşu ile bugüne kadarki büyüme sürecini anlatmaktadır.
  • ItemRestricted
    Boletin’den Manisa’ya bir göç öyküsü: Balkan Ailesi
    (Bilkent University, 2023) Özhavala, Ali; Kuzey, Ata Uzay; Gürler, Derin; Arman, Efe; Can, Yiğit Kemal
    II. Dünya Savaşı’ndan sonra komünist rejimin güç kazandığı Yugoslavya aynı zamanda savaşın üikeye vermiş olduğu zararlar neticesinde ekonomik olarak zayıfladı. Balkan aiIesi de bu ekonomik, siyasi ve dini sebeplerden dolayı 28 Ekim 1960 yılında Yugoslavya Boletin köyünden Manisa’ya göç etmiştir. Ailenin fertleri göç süresince ve sonrasında pek çok zorlukla karşılaşmıştır. Türkiye’ye ilk geldiklerinde ayrımcılığa uğramış, farklı bir kültürün, farklı bir diIi konuşan insanların içinde kaldıkları için adaptasyon süreçleri sıkıntılı geçmiştir. Manisa’ya geldikleri ilk andan beri çeşitli işlerde çalışıp bir birikim elde edince kendi düzenlerini kurmuşlardır. Düzenlerini kurduktan sonra ailenin bazı üyeleri dillerini ve bilgi birikimlerini geliştirerek meslek edinmiştir. Mesleklerinin sayesinde pek çok Türk ile iletişime geçerek kültürel değerlerini yaymışlardır.
  • ItemRestricted
    Nesilden nesile süren ekol: Server Ganiyev’in biyografisi
    (Bilkent University, 2023) Sütcüoğlu, Ekin Gül; Palabıyık, Deniz; Kocabaş, Hatice Ecesu; Yiğit, Bilge; Uğur, Ecem
    Server Ganiyev 1937 yılında Azerbaycan’da doğmuş keman virtüözü ve devlet sanatçısıdır. Bu araştırma yazısı, Server Ganiyev’in Azerbaycanda geçirdiği çocukluk yıllarını incelemeye başlamıştır. Makale yazısının sonraki kısımları; gençlik yıllarına, yetişkinlik yıllarına odaklanmış ve vefatından bahsederek sona ermiştir. Hayat hikayesi özellikle Türkiye’ye gelişi ve Bilkent Senfoni Orkestrasında olduğu zaman dilimine odaklanıp anlatılmıştır. Türkiye’ye gelişindeki sebepleri daha iyi anlamak için 1990’lı yıllarda Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin tarihsel arka planına yer verilmiş ve Türkiye-Rusya müzik eğitimi arasındaki farkları daha iyi anlayabilmek için Rus ekolü araştırılmıştır. Server Ganiyev’in hayatındaki dönüm noktalarını daha iyi anlamak adına çoğunlukla kızı Narmina Ganiyeva’nın röportajından ve Xatira Ahmadli tarafından yazılan biyografik kitap kullanılmıştır.
  • ItemRestricted
    Mübadele ve sonrası Alaçatı
    (Bilkent University, 2023) Mercan, Deniz; Yılmazer, İpek; Yeşilbağ, Talha Batuhan; Kaya, Eylül; Akbulut, Terken Umay
    Ege Bölgesi, İzmir ve özellikle İzmir’in kıyı şeridi, 1924’te gerçekleşen Büyük Mübadele ile çok fazla göç almıştır. Eskiden Yunan ve Rum kasabası olan bölgelerde Türkler, Türklerin yaşadığı konumlarda ise Yunanlar ve Rumlar yaşamaya başlamıştır. Mübadele sebebiyle sosyokültürel yapısında gözle görülür bir değişim geçiren eski kasabalardan biri de Alaçatı’dır. Çeşme ilçesinin doğusunda yer alan ve günümüzde bir tatil beldesi haline gelmiş olan Alaçatı’nın, yerliler tarafından tanınması bile zorlaşmıştır. Dünya çapında son yirmi senede oldukça tanınmış bir konum olan Alaçatı’nın, başta popülasyonu olmak üzere köklü bir değişim geçirmesi, hem Alaçatı’da ikamet eden hem de belirli aralıklarla Alaçatı’yı ziyaret eden insanlar üzerinde değişik etkiler yaratmıştır. Fatma Gürsoy ise 1964’ten 2014’e kadar Alaçatı’da yaşayan bir kadındır. Bu çalışmada, Fatma Gürsoy ve Alaçatı’nın yerlileriyle yapılan görüşmeler esas alınarak Mübadele döneminden günümüze kadar Alaçatı’nın geçirdiği değişimler farklı başlıklarla açıklanmıştır.
  • ItemRestricted
    Ankara’nın modernleşme sürecinde Demirtaş Kamçıl ve Rahmi Bediz’in rolü
    (Bilkent University, 2023) Köktan, Ceylin; Köse, Ecenaz; Koç, Gamze; Alibey, İpek; Bozkurt, Solmaz Sena
    Ankara’da iz bırakan en önemli mimarlardan olan Demirtaş Kamçıl ve Rahmi Bediz 1940’ların zorlu savaş şartlarında mesleğe yavaş yavaş giriş yaptılar. İkinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra dönemin şartları nedeniyle inşaat sektöründe oluşan ihtiyaçtan ötürü mimarlık alanında daha aktif olmaya başladılar. Kamçıl ve Bediz, adlarını ilk olarak Anıtkabir’in faaliyetlerinde yer alarak duyurdular. Anıtkabir projesi sona erdikten sonra ise mesleklerini Ankara’da açtıkları büro ile devam ettirme kararı aldılar. Kamçıl’ın vefatını takiben kısa bir süre sonra Bediz, kalan işleri tamamlayıp büroyu kapattı. Bu araştırmada Rahmi Bediz ve Demirtaş Kamçıl’ın mesleği ile ilgili belgelerden ve yayınlardan yararlanılarak eğitim ve çalışma hayatları ile yaptıkları eserler değerlendirilmiştir. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki süreçte Ankara’daki mimari ortamın durumunu gözlemlemek için ikilinin hayatı oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Dönemin mimari şartlarını, Ankara’yı modernleştirmek için verdikleri çaba ve eserleri incelenerek mimari alana yaptıkları katkılar anlatılmıştır.
  • ItemRestricted
    Bir Denizli efsanesi: Zafer Gazoz ve Türkiye’de gazoz kültürü
    (Bilkent University, 2023) Korkmaz, Şükrü Ege; Yıldız, Zeynep; Taşkent, Utku; Mert, Batuhan Nafi; Atmaca, Metehan Mehmet
    Zafer Gazozu markası, Lütfi Özdemir’in ortağından ayrılarak 1930’lu yıllarda “Ümit Gazozları” adında Denizli’de bir imalathane kurulmasıyla başladı. Sonrasında ortaklarından ayrılarak “Zafer Gazoz” adı altında kendi imalathanesini kurdu. 1977 yılında Lütfi Özdemir’in vefatı üzerine oğulları işi devraldı. Günümüzde “Yeni Zafer Gazoz” ve “Zafer Gazoz” olarak üretime devam edildi. Coca-Cola ve Pepsi gibi büyük şirketlerin Türkiye’de popülerleşmesine rağmen, Uludağ Gazoz’un reklam kampanyası sayesinde gazozun tekrardan popülerleşmesi ile beraber Zafer Gazozu Denizli ve Türkiye dışına da satışlarına satışlara başlamıştır. Günümüzde, kendine has tadıyla Denizli’nin sembollerinden olmuş Zafer Gazozu hız kesmeden büyümeye devam ediyor.
  • ItemRestricted
    Almanya’da mavi yakalı, Türkiye’de patron: Müteahhit Şakir Akdaş’ı hayallerine ulaştıran göç macerası (1973-1978)
    (Bilkent University, 2023) Yılmaz, Mevlüt; Kahramanoğlu, Muhammed Esad; Şengül, Semih; Erkan, Utku; Er, Yağmur
    Bu makale, Şakir Akdaş'ın Türkiye'deki hayatını, 1970'lerdeki Türkiye'nin durumunu ve Almanya'ya göçünü ele almaktadır. 1970 yılına odaklanarak Türkiye'deki işçi mücadeleleri, Almanya ile Türkiye arasındaki göç durumu ve Akdaş'ın Erzurum'dan Almanya'ya göç nedenleri araştırılmaktadır. Göç öncesi hazırlıklar, resmi mübadele prosedürleri ve Akdaş'ın hazırlık çabaları da detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Şakir Akdaş'ın Almanya'daki yaşantısı, yerleşme ve adaptasyon süreci ile başlayan bu süreçteki problemleri ile birlikte yabancı dil bilmemesinin ve kültürel farklılıkların yarattığı zorluklar, maddi sıkıntılar ve iş hayatındaki deneyimler incelenmektedir. Makalenin bir diğer odak noktası ise Şakir Akdaş’ın Türkiye’ye dönüşü sonrasında Almanya’da edindiği iş tecrübeleri ve sermayeyi kullanarak başarılı bir müteahhit olma yolculuğudur.
  • ItemRestricted
    Dört masalı bir salondan 78 yıllık bir lokantaya: Rumeli İşkembecisi
    (Bilkent University, 2023) Bağcı, Beren; Topçuoğlu, Ceren; Önen, Simru; Bektaş, Özgür
    Bu çalışmada amaç, Rumeli İşkembecisi’nin kurulma süreci, yayılması ve Ankara’daki yemek kültürüne özellikle işkembe sektörüne olan etkisini incelemektir. Çalışma, Rumeli İşkembecisi öncesi Ankara’da işkembenin yeri ile Rumeli İşkembecisi’nin kurucusu Hamdi Özmen’in kuruluş sürecine girişi ile başlayıp günümüze kadar içinde bulunduğu süreç ve sebep olduğu etkileri konu almaktadır. İlk kısımda bu lokanta kurulmasından önce işkembenin bulunduğu konum ele alınmıştır. Sonrasında Hamdi Özden’in hayatındaki gelişmeler ile onu Rumeli İşkembecisi’ni kurmaya iten etkenler ve açılan ilk dükkân anlatılarak Rumeli İşkembecisi’nin tarihi incelenmiştir. Çalışmanın diğer bölümünde zincirleşme süreci altında verilen kararlar, lokasyon belirlenmesi, karşılaşılan zorluklar ve bu durumların lokantaya olan etkisi anlatılmıştır. Araştırmanın son bölümünde Rumeli İşkembecisi’nin Ankara işkembe sektörüne olan etkisine vurgu yapılarak onu özel kılan etkenlere değinilmiştir.
  • ItemRestricted
    Genç bir subayın gözünden 60 Darbesi: Muzaffer Özdağ (1933-2002)
    (Bilkent University, 2023) Şimşek,Mustafa; Baskın,Can; Cindaruk,Kerem; Numanoğlu,Arda Bora; Dalgıç, Özgür
    1950'lerdeki Demokrat Parti iktidarı döneminde artan muhalefet gerilimi, 1960'taki askeri darbeyle Demokrat Parti'nin iktidarını sonlandırdı ve yeni bir anayasa ile demokratik hakları genişletti. Muzaffer Özdağ, bu dönemde genç bir subay olarak darbenin gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Özdağ, milliyetçi etkilerle büyüdü, askeri kariyerine odaklandı ve ihtilal düşüncesini benimsedi. Özdağ, Numan Esin ve Alparslan Türkeş gibi isimlerle tanışarak 27 Mayıs İhtilaline öncülük etti. İstanbul Örgütü'nde etkili olan Özdağ, darbenin planlanması ve gerçekleştirilmesinde rol oynadı, silah dağıtımını organize etti ve İstanbul Valisi'ni tutuklamak üzere görev aldı. Darbe sonrasında MBK'de iç çatışmalarla dolu bir süreç yaşandı ve farklı siyasi görüşlere sahip gruplar arasında anlaşmazlıklar başladı. Alparslan Türkeş'in görevden alınmasıyla çatışmalar arttı ve yeni bir meclis ile anayasa süreci başladı. Bu dönemde Muzaffer Özdağ, Japonya'ya büyükelçi olarak gönderildi.