Browsing by Subject "Folklore"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item Open Access The architect of city legends : the Great Sinan(2003) Korkmaz, G. EzgiIn this study, the traditional definition of legend and its characteristics are compared with that of city legends, moving from three legends about the Great Architect Sinan that are told in the city. It is also examined that under which circumstances and why these legends have emerged in the city as well as their functions in the city life.Item Open Access An essay about the relationship between media and folk stories(2011) Çoban Başer, S.The studies, which are put forward to consider the relationship between media and folklore, investigate mostly whether media is fully equipped by folkloric elements (or not) and whether these elements are presented in a modernized favor by media (or not). They examine this problem as a culture transfer, yet they miss out the reasons of the impossibility of such a relationship and cannot build a critic of media by considering this impossibility. Because the belief that media uses folklore by modernizing and making suitable for itself is quite common not only in folklore, but also in media studies. In this regard, the claim that folklore is continuing its life by means of media and the only change is about the forms of using folklore is also a common assertion. On the other side, the prejudice based on that media uses folklore effects the discussion environment, and accordingly the layers of the folklore structure used by media are questioned in positive or negative points of view. This study aims to demonstrate that two main actors of the folklore course, folk stories and storytellers cannot be put analyzed in the frame of media. With the claim that folk stories and storytellers cannot be absorbed in the mechanism of media, another dimension of this discussion is about the misleadings, which argue that media and folklore are combined.Item Open Access The 'fakelore' term and Nasreddin Hodja(2008) Şimşek, Funda Işıl"Fakelore", in general terms, expresses fake folklore material produced by researchers or creative writers for popular aims. However, these are very close to folklore productions, as a matter of fact, these materials have been so naturalised that they can not be understood by ordinary people except those who have an expertise on folklore. In 1950, Dorson revived the term "fakelore." This particular term has contributed to folklore studying oral material as a product of natural life styles of nations. In this study, Nasreddin Hodja - a character whose fame has gone beyond the borders of Turkey and Turkic world - has been studied through his identity and personality within a frame of "fakelore" term, which has not been thought about in our country yet. Nasreddin Hodja, as a shared national and international personality has been commented on by many sub-identities such as political, social and religious or by groups who have their own system of values and worldviews. At this point, it has been compulsory to approach views discussing Hodja's personality and identity according to their own values.Item Open Access The function of "localism" and "nationalism" in the context of relation between folklore and advertising(2006) Buğra, M.G.The sector of advertising is an area that always renewals itself and uses all the codes that it can reach. So elements of folklore are main determining factors. The aim of this article is to point out how the concepts of localism and nationalism are used in a TV commercial and to discuss the relation between daily consumption and folklore.Item Restricted Gökalp, uygarlık tarihi çalışmalarını sürdürürken, folklor konusunda da büyük hizmette bulunmuştur(1974) Dizdaroğlu, HikmetItem Restricted Halk hikayesi üzerine(1971) Aktunç, HulkiItem Restricted İlhan Başgöz'le söyleşi(2000) Tomur, SevilItem Open Access Metin, tür ve işlev ilişkisinde: 'palavra edebiyatı' ve / veya “kahramanlık anlatıları”(Turkish Studies Publisher, 2013) Sezen, GüneşHalkbiliminde bilhassa son yarım asırda farklı bakış açıları ortaya konulmuş, modernizmin ortaya koyduğu çeşitli kuramlarla tanımlar ve tasnifler birer sorun haline gelmiştir. Bir metnin adlandırılması, onun hangi bağlam ve işlev açısından anlatıldığı ile doğrudan ilişkili görünmektedir. Sözlü kültüre ait anlatmaların bağlamı değiştikçe işlevleri ve işlevleri değiştikçe de bağlamları farklılaşmakta ve metinler bana göre farklı adlarla anılmaktadır. Bu açıdan, birbiriyle tarihsel ve içeriksel olarak benzer yönler taşıyan avcı ve asker anlatmalarının, oldukça farklı adlandırmalarla anılıyor olması, anlatmaların işlevleri ve bağlamı meselesinin daha kapsamlı gözden geçirilmesi gerekliliğine işaret eder. Sosyalleşme ihtiyacı, kahramanlık öykülerine duyulan bireysel ve toplumsal ihtiyaç, bireysel psikolojik rahatlama ve hatta erginleme gibi çeşitli işlevlerden ve başta anlatıcı olmak üzere zaman ve mekan gibi bağlam unsurlarından ayrı düşünülemeyecek olan bu sözlü kültür ürünlerini isimlendirmek oldukça zor görünmektedir. Bu çalışmada, adı geçen anlatmaların, Dan Ben Amos ve William Bascom gibi isimlerin tür ve tanım üzerindeki fikirlerinden yola çıkarak, neden ve hangi adlarla anıldıklarına değinilmiş ve sonuç olarak da bunların "palavra edebiyatı" veya "kahramanlık anlatıları" alt başlıklarıyla anılabileceği ortaya konulmuştur. Tüm çalışmanın en önemli sonucu ise artık halkbiliminde sınırları kesin olarak çizilmiş "tür"lerden söz etmenin oldukça zor olduğunu göstermiş olmasıdır.Item Open Access Modern-ulus devletin kuruluş ve gelişme sürecinde folklor, şiir ve fakelore(Geleneksel Yayıncılık, 2010) Çamkara, AyşeBu çalışmada, Türk şiirinin modern-ulus devletin kuruluş ve gelişme dönemlerinde oynadığı rol ve uğradığı değişim süreci üzerinde durulmaktadır. Buna göre, Tanzimat döneminden itibaren Divan şiirinin yerine batılı anlamda modern bir şiir ikame edilmek istenmiş, daha sonra Avrupa’daki romantik-ulusçu hareketlere koşut biçimde modern şiirin kaynağı olarak folklor benimsenmiştir. Bu bağlamda, Balkan Savaşı yıllarında eser vermeye başlayıp Milli Mütareke Dönemi ve Cumhuriyet Döneminde faaliyetlerine hız kazandıran ve “Beş Hececiler” olarak anılan Enis Behiç Koryürek (1892-1949), Halid Fahri Ozansoy (1891-1971), Orhan Seyfi Orhon (1890-1972), Yusuf Ziya Ortaç (1895-1967), Faruk Nafiz Çamlıbel’in (1898-1973) şiirleri dikkate değerdir. Bu şairler, dönemin romantik ulusçu söylemini benimseyerek, milli kültürün özünü saklı tutan halk kültürünü ve halkın yaşadığı coğrafyayı—yani Anadolu’yu—“halkın dili” ve “halkın vezni” ile anlatma anlayışına bağlı kalarak şiir yazmışlar, folkloru şiirde yeniden üretmeyi amaçlamışlardır. Ancak modern-ulus devletin kuruluşunun ardından, ulusal heyecanın giderek azalması gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak şiirde folklorun yeniden üretimi başarısızlığa uğramış ve yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. 1950’lere gelindiğinde ise folklor, modern şiirin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülmektedir.Item Restricted Ölen ve yaşayan halk hikayesi(1975) Aktunç, HulkiItem Restricted Türk folklor araştırmacısı ve müzik adamı Hamit Çine(Bilkent University, 2024) Başar, Halil Çınar; Bayer, Öykü; Eskici, Özgür; Evirgen, RamazanHamit Çine, Türk halk müziği ve folklora derin katkılar sağlamış önemli bir sanatçı ve derlemecidir. 1926 yılında Burdur'da doğan Çine, müzikle iç içe büyümüş ve genç yaşlardan itibaren bağlama çalmaya başlamıştır. İstanbul ve İzmir’deki eğitim yılları boyunca müzik becerilerini geliştiren Çine, aynı zamanda Türk folkloru üzerine yoğun araştırmalar yapmıştır. Özellikle Teke yöresi müziği ve folkloruna odaklanarak bu alanda derinlemesine çalışmalar yürütmüş, birçok türkü ve besteyi kayıt altına almıştır. Eğitimci kimliğiyle de tanınan Çine, Ege Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kurumlarda birçok müzisyeni yetiştirmiş, üç telli bağlama gibi yerel enstrümanların geniş kitlelerce tanınmasını sağlamıştır. Sanatı, ölümünden sonra Türk kültüründe önemli bir yere sahip olmaya devam etmekte, birçok festival ve anma günlerinde eserleri tekrar tekrar icra edilmektedir.Item Open Access A typical representative of the romantic-nationalist understanding of folklore: The journal of the ordu community center(2005) Demirkol, N.Community centers have a significant role in the history of Turkish folklore studies through their folklore-oriented activities, publications and especially magazines. The latter deserve special attention as a written source of oral literature products and a reflection of the folklore understanding of the community centers. This study includes the results of the analysis of a community center magazine, Ordu Community Center Magazine, focusing on the research methods used in the magazine's studies and the community center's understanding of folklore.Item Open Access Yaşar Kemal'in kuşlar da gitti romanında kuşçuluk geleneğinin işlevi(Geleneksel Yayıncılık, 2012) Kurtuluş, MeriçKuşlar dünya mitolojilerinde önemli yeri olan canlılardır. Onlara duyulan ilgi sonucu gelişen kuşçuluk geleneği (kuşbâzî) de oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Yaşar Kemal, Kuşlar da Gitti adlı romanında kuşçuluğun bin yıllık bir gelenek olduğunu ifade etmiştir. Yazara göre kuşçuluk yalnızca Osmanlı folkloruna özgü bir motif değildir, Bizans’a dek uzanan bir geçmişi vardır. Romanda ise, anlatıcı bu geleneğin sona ermek üzere olduğunu ima ederek bu durumu insan sevgisinin yok oluşuyla ilişkilendirmektedir; çünkü metin kuşçu çocukların “azat buzatlık” kuşları satamayarak yemeleri ve insanlıklarına yabancılaşmalarıyla sona erer. Ayrıca kentleşme nedeniyle gençlerin kuşları avladıkları yeşil alanların tahrip edilmesinin de bu geleneğin sona ermesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Makalenin ilk bölümünde kuşçuluk geleneğine ve bu geleneğin farklı yönlerine kısaca değinilecek, ikinci bölümde ise Kuşlar da Gitti’de kuşçuluğun nasıl bir işlevi olduğu tartışılacaktır. Çocukların kuşları yedikten sonra Florya düzlüğünü terk etmeleri, bu geleneğin artık “merkez”i temsil eden kentte var olamayacağını göstermektedir. Romanda kuşçuluk geleneğinin aslında folklor kavramını temsil ettiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, romanda bu geleneğin kentte yok olacağının dile getirilmesi, okura folklor kavramının da sona ereceğini düşündürmektedir. Dolayısıyla, bu trajik son, on dokuzuncu yüzyıl romantik folklor kuramcılarının folkloru olumsuzlayıcı bakışının yansıması olarak ele alınacaktır.