Browsing by Subject "Anayasa Mahkemesi"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Restricted Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı: Yekta Güngör özden'in hayatı(Bilkent University, 2018) Polat, Defne; Memigüven, Sena; Ekinci, Gizem; Çiçekçi, Gökçe; Göktaş, Sena CerenBu araştırmada, Anayasa Mahkemesi eski başkanı Sayın Yekta Güngör özden’in hayat hikayesi belirli konu başlıkları altında incelenmiştir. Süreç içinde Tokat’tan Ankara’ya uzanan hayat hikayesi ve Atatürk’e beslediği yoğun duygularının onun hayatına olan etkisi ve hukuk camiası altında yaptığı çalışmalar ve topluma kazandırdığı görüşler üzerinde durulmuştur. Yazılı ve sözlü kaynaklardan faydalanarak araştırma tamamlanmıştır.Item Restricted Anayasa Mahkemesi son kadın üyesi: Zehra Ayla Perktaş(Bilkent University, 2020) Yılmaz, Melih Berk; Saltan, Yusuf; Çoban, Onur; Türkölmez, Emir; Kuk, Beyza BuseTürk Medeni Kanunu ile ivmelenen toplumsal çağdaşlaşma süreci ile birlikte kadının sosyoekonomik anlamda, iş hayatındaki yerinin gelişimi araştırılmaya değer bir başlıktır. Bu tez kapsamında; üst düzey kadın hâkimlerden biri olan Ayla Perktaş ile ilgili belgelerden, yayınlardan ve kendisi ile yapılan röportajdan elde edilen hatıra ve görüşlerden yararlanılmıştır. Perktaş’ın özel hayatı ve mesleki geçmişi temel alınarak Türk adalet sisteminde tarihsel açıdan kadının yeri araştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi üyeliğine kadar yükselen Ayla Perktaş’ın kariyer basamaklarında bir kadın olarak karşılaştığı zorluklar ve davalara bir kadın hâkim olarak bakışı ve kararları incelenmiştir. Ayla Perktaş örneğinden hareketle Türk yargısında kadın hâkim oranları ve etkinliğinin yıllar içerisinde gelişimi, uluslararası yargı sistemleri ile karşılaştırılarak değerlendirildiğinde, bu sürecin oldukça zorlu ve çalkantılı olduğu görülmektedir. Bu araştırma sonucuna göre, kadınlar için toplumsal gelişim ve eşitliğin elde edilmesinin uzun, mücadele ve özveri gerektiren bir süreç olduğu görülmektedir.Item Open Access Anayasa mahkemesi’nin son dönem kararlarında yasa ile yetkilendirmenin anlamına ilişkin gözlemler(Türkiye Barolar Birliği, 2018) Dalkılıç, Elvin Evrim1982 Anayasası gereği kural olarak idarenin kuruluş ve faaliyetleri kanuna dayanmalı dolayısıyla kanuni idare ilkesine aykırı olmamalıdır. Nitekim idareye kanunla tanınması gereken düzenleme yetkisinin bu bağlamda yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesiyle uyum içinde olması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi, kararlarıyla yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırı olmaması için kanunla düzenleme yetkisinin anlamına birtakım ölçütler getirmeye çalışmaktadır. Ancak son dönem kararları incelendiğinde Yüksek Mahkeme, idarenin yasa ile yetkilendirilmesini geniş yorumlamakta; yasama yetkisinin devredilmezliğini kanun yapma yetkisinin devredilmezliğine indirgediği izlenimini vermektedir.Item Open Access Çelişkili mahkeme kararları ve adil yargılanma hakkı(2021) Yılmaz, EjderUygulamada alt dereceli mahkemelerin benzer vakıalara uygulanacak hukuk kuralım farkh yorumlayarak farklı kararlar vermesi olağan bir durum olup yapılması gereken bu tür kararların kanun yollu incelemesinde yüksek mahkemeler tarafından düzeltilerek tüm ülkede hukuk ve içtihat birliğinin sağlanmasıdır. Ancak bazen, alt dereceli mahkemelerin verdikleri çelişik kararlar, yüksek mahkemelerin ayni uyuşmazlıklar! inceleyen ayri ayri daireleri arasinda mevcut bulunan görüş farklılıklar! sebebiyle düzeltilmeden aynen kesinleşebilmektedir. Bu sakıncalı durumun çözümü, İçtihadı birleştirme müessesesi olmakla birlikte özellikle aşırı işyükü gerekçe gösterilerek yüksek mahkemelerce İçtihadı birleştinne müessesesinin yavaş işletildiği söylenebilir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru üzerine verdiği yeni tarihli bir kararında ise sırf farklı Yargıtay daireleri arasındaki görüş ayrılığından dolayi farkh bölge adliye mahkcmeleri arasinda ayni tip uyuşmazlık bakımından farklı kararlar verilmesini hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkına aykırı bularak tazminata hükmetmekle yetinmemiş konuya ilişkin içtihadı birleştirme kararı verilmesi için dosyayı Yargıtay’a göndermiştir. Benzer örneklerin çoğalmaması adına, olması gereken hukuk bakımından, içtihadı birleştirme müessesesinin istinaf mahkemesi kararlarını da içine alacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve içtihadı birleştirme müessesesine işlerlik kazandırıcı tedbirlerin alınması önem arz etmektedir.Item Open Access İdarenin denetim yetkisinin özel kişilere devrine Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşımı(Ankara Barosu, 2013) Dalkılıç, Elvin EvrimBir tür idari faaliyet olarak idari denetim yetkisi kamu hizmeti ya da kolluk faaliyeti kapsamında incelenebilir. Eğer idari denetim yetkisi kolluk faaliyeti olarak değerlendirilirse, bu yetkinin özel kişilere devri meselesinin tartışılması gerekmektedir. Çünkü kolluk faaliyetinin Anayasa’nın 128 inci maddesi kapsamında idarenin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu asli ve sürekli görevler arasında yer aldığı genellikle kabul edilmektedir. İdarenin denetim yetkisinin özel kişilere devri mevzuatımıza göre mümkündür.. Dolayısıyla öncelikle idarenin denetim yetkisinin hukuki niteliği ve özellikleri ortaya konulmaya çalışılmalıdır. Ardından Anayasa Mahkemesi’nin idari denetim yetkisinin özel kişilere devrine olanak sağlayan kanunlar karşısındaki tutumu ilgili kararlara yer verilerek değerlendirilmelidirItem Restricted Temel normların ve hukukun özünün koruyucusu, görünmez kahraman Türk Anayasa Mahkemesi(Bilkent University, 2018) Deveci, Yasemin; Apan, Orkun Ayberk; Türközmen, Gökhan; Kozan, Ağa Baran; Bıçakçı, TuğanaTürk Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasası döneminde, 22 Nisan 1962 tarihinde hukuk dünyamıza girmiştir. O tarihten bu yana, bazı değişikliklere uğramış olsa da hukukumuzda hep çok önemli bir yer teşkil etmiştir. Temel normların ve temel hak ve hürriyetlerin koruyucusu olan Anayasa Mahkemesi, adeta görünmez bir kahraman konumundadır. Bu görevini ise çeşitli yollarla önüne gelen kanunların, temel normlardan şekillenmiş Anayasa’ya uygunluğunu denetleyerek, aykırılık tespit ederse bu kanunları iptal ederek yapmaktadır. Bu şekilde, kanun koyucunun insanların temel hak ve hürriyetlerine zarar vermesine ve devletin temel yapısına aykırı davranmasına engel olarak, tam 56 yıldır hukukumuzdaki önemini korumaktadır. Bu araştırmada, Anayasa Mahkemesi ve Yargısı üzerine bazı kitaplardan, Türk Anayasası’ndan, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’dan ve Prof. Dr. Erdal Onar ve Prof. Dr. Ece Göztepe çelebi’nin görüşlerinden yararlanılmıştır. Tüm bu kaynaklardan elde edilen bilgilerin ışığında, Anayasa Mahkemesi’nin hukukumuzdaki görevi, önemi ve hukukumuza etkisi anlatılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin önemini ve gereğini anlayabilmek için, Anayasa Mahkemesi kurulmadan önceki ortamı, Anayasa Mahkemesi’nin kurulma nedenlerini, etkisini, yapısını ve kararlarının sonuçlarını bilmek büyük önem arz etmektedir.Item Open Access Türk Anayasa Mahkemesi'nin yargısal aktivizmi ve siyasal elitlerin tepkisi(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2007) Özbudun, ErgunBu makale, tarihsel bir perspektifte, Türk Anayasa Mahkemesi’nin yargısal aktivizm alanında atmış olduğu adımları eleştirmekte ve bu tutuma ilişkin siyasal elitlerin verdiği tepkiyi örneklendirmektedir. Türkiye’de devlet elitleri ve siyasal elitler arasında süregelen çatışmayı göz önünde tutarak yargısal aktivizmi Türk modernleşmesinin bir sonucu olarak değerlendiren metin, yakın dönemdeki Cumhurbaşkanlığı seçimini de yine bu bakış açısıyla incelemektedir.Item Restricted Türk kadınının kendi soyadını alma mücadelesi(Bilkent University, 2024) Baran, Zeynep Sude; Balkan, Zeynep; Patır, Zeynep; Aslantaş, Özge; Bozkurt, Kayra ErenAd ve soyad Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup kişilik haklarının önemli bir bölümünü oluşturur. Kadınların evlendikten sonra yalnız kendi soyadlarını kullanabilmeleri Anayasa Mahkemesi’nin 22 Şubat 2023 tarihli kararı ile mümkün oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu önemli kazanıma giden sürecin başlangıç noktası 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’nun 153. maddesine dayanır. Söz konusu madde 1997 yılında, 4248 sayılı Kanun ile kadınların evlendikten sonra başvurmaları halinde, eşlerinin soyadlarının önünde kendi soyadlarını da kullanabilecekleri yönünde değiştirildi. Bu değişikliği takiben Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurulurda bulunuldu.Item Restricted Türkiye’de 1990-2000 arası kapatılan siyasi partiler(Bilkent University, 2021) Hocaoğlu, Emir Kadir; Adalı, Ahmet; Usul, Ali Onathan; Solmaz, Çağla; Tekin, Hasan YiğitSiyasi partiler demokratik bir toplumun yapı taşlarından biridir ve bir ülkenin iç yüzünü yansıtırlar. Türkiye'de kelimenin tam anlamıyla 1945'te başlamıştır. Ve bu çok partili sistem çatışmalarla doludur. Çünkü tarih boyunca 100'e yakın siyasi parti çeşitli nedenlerle kapatılmıştır. Bu yüzden 1990-2000 dönemi parti kapatmaların en yoğun olduğu dönemlerden biridir. Devlet kurumlarının terör ve bölücülükle mücadele düzeyinin, artan terör eylemleri nedeniyle arttığı ve kamuoyundaki kutuplaşmanın daha da belirginleştiği 90'lı yıllarda kapatılan siyasi partilerin kapatılmasının tarihçesi ve nedenleri araştırıldı. Ayrıca yakın tarihimizin gündem konularından biri olan siyasi parti kapatma süreçlerinin 1990-2000 yılları arasındaki siyasi atmosferle bağlantısı ve siyasi partilerin kapatılmasına kamuoyunun yaklaşımı ve etkisi incelenmiştir.Item Restricted Türkiye'nin ilk ve tek kadın Anayasa Mahkemesi Başkanı: Tülay Tuğcu(Bilkent University, 2020) Arı, Giray; Bayar, Zeynep; Köksal, Selin Irmak; Sızmaz, SedefTürkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Tülay Tuğcu, TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde aldığı eğitimin ardından başarılı bir hukuk kariyeri izlemiştir. Kariyerine serbest avukat olarak başlamış, ardından Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'nde çeşitli görevlerde bulunmuştur. Kariyerini, Temmuz 2005'te seçildiği Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevinden yaş haddinden emekliye ayrılarak tamamlamıştır. Başkanlığı döneminde, Türkiye gündeminde yer edinen 367 Kararı'nın verilmesinde rol oynamış, başka devletlerin Anayasa Mahkemeleri ile ortak çalışmalarda bulunmuş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açılış konuşması yaparak, AİHM'de konuşan ilk Türk unvanına da sahip olmuştur. Tuğcu, basında kadın hakları ile ilgili yaptığı açıklamalar ile de yer almıştır.