Browsing by Subject "Halk hikâyesi"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Open Access Farklı kültürel ortamlarda üretilen anlatılarda kadın algısı(Geleneksel Yayıncılık Eğitim San. Tic. Ltd. Şti., 2010) Tüzin, DeryaHalk anlatılarının farklı kültürel ortamlarda üretilmesi kadın algısını değiştirir mi sorusundan hareketle yapılan bu çalışmada, Leyla ile Mecnun hikâyesi araştırma nesnesi olarak ele alınmıştır. Leyla ile Mecnun anlatısının farklı biçimlerde yeniden üretilerek iki farklı ortamda, farklı kültür ve eğitim düzeylerindeki topluluklara anlatılması ya da okunması sırasında başta Leyla olmak üzere anlatılardaki kadınların eril söylemde nasıl şekillendikleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Halk anlatısı olarak kahvehanelerde, köy odalarında anlatılan Leylâ ile Mecnun hikâyesi ile eğitimli üst tabakaya hitap eden Leylâ ve Mecnun mesnevisinin karşılaştırıldığı bu çalışmada kadına bakışın farklı ortamlarda gösterdiği aynılığın nedenlerine değinilmiştir. İki kahramanın aşk ilişkisine odaklanarak üretilen bu anlatılarda her ne kadar kadın (Leylâ) ve erkek (Mecnun) ön planda ve diğer tüm karakterler ikincil konumda olsa da, hikâyeyi şekillendirenin erkek karakter olduğu görülür. Hem mesnevide hem de halk anlatısında Leylâ arzu nesnesi olarak karşımıza çıkar. İki anlatı arasındaki bu ve benzeri koşutluklar icra ortamlarındaki farklılıkların kadın algısı söz konusu olduğunda önemli değişimler yaratmadığını göstermektedir.Item Open Access Sözlü edebiyattan tanzimat romanına giderken ‘anlatı’, ‘anlatıcı’ ve ‘aşk olgusu’nun dönüşümü(Geleneksel Yayıncılık, 2011) Kekeç, N.Tanzimat’la birlikte ortaya çıkan Batılılaşma sendromları, toplumun her katmanında kendini gösterirken edebiyat, bu sendromla başa çıkmada işlevsel bir rol üstlenir. Anlatı’nın sözel düzlemden yazılı anlatıma geçtiği bu dönemde, Tanzimat romanı didaktik oluşuyla ön plana çıkar. Bu bağlamda, oluşum sürecinde teknik açıdan zayıflığına dikkat çekilen roman türüne, daha çok döneminin sosyo-psikolojik yapısına kaynaklık etmesi bakımından değer atfedilir. Roman türü, halk hikâyeciliğinin gelişim çizgisi dåhilinde ele alındığında ise; teknik zayıflık olarak vurgulanan hususlar, halk hikâyeciliğine özgü birer özellik olarak belirir. Hikâye anlatıcısının içgüdüsüyle hareket eden roman yazarı, okurundan ziyade “dinleyici”sine hitap etmektedir. Ahmet Mithat Efendi, Şemsedin Sami ve Namık Kemal gibi ilk dönem Tanzimat yazarları birer romancı olarak değil de; “hikâye anlatıcısı” olarak belirirler. Ayrıca ilk dönem romanlarında konu edinilen “aşk”ın da halk hikâye geleneğindeki motiflerle anlatıldığı görülmektedir. Tanzimat romanı türsel olarak batılı roman ekolüne dayanırken meselelere bakış açısı ve üstlendiği toplumsal işlev ile halk hikâye anlatı geleneğinin devamında yer alır; gerek anlatıcının tutumu, gerekse ele alınan halk edebiyatı motifleri bunu ispatlar niteliktedir. Bu bağlamda temel sorunun halk hikâyesi geleneğine göre davranan romancının /anlatıcının Batılı roman ölçütlerine göre değerlendirilmesi olduğunu söylemek mümkündür.Item Open Access Türk halk hikâyelerinde "ilk görüşte aşk" motifi, ensest yasağı ve egzogami(Geleneksel Yayıncılık, 2009) Abalı, NefiseBu makalede öncelikle ensest yasağının ve egzogaminin tanımı ve işlevi ele alınmıştır. Ardından kız kaçırma ile birlikte evlilik ilkelerinin oluşmaya başladığı belirtilerek egzogaminin sürekliliğinin ensest yasağı ile sağlandığı üzerinde durulmuştur. Beş Türk halk hikâyesi, ensest yasağı, egzogami ve kız kaçırma kavramları bağlamında incelenmiştir. Ayrıca Türk halk hikâyelerindeki “ilk görüşte aşk” motifine dikkat çekilmiştir. Bu inceleme sonucunda ensest yasağının kapsamının belirleyiciliğinde toplumun ve İslam dininin etkisi gösterilmiş, evlilik ilkelerinin temelinde ensest yasağı ve egzogaminin varlığı tespit edilmiştir.