İsviçre Federal Mahkemesi'nin 11.12.2017 tarihli kararı ışığında sözlü vasiyetnamesinin koşulları hakkında bir değerlendirme
Date
Authors
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Attention Stats
Usage Stats
views
downloads
Series
Abstract
Türk-İsviçre Hukuku’nda sözlü vasiyetname yapıldığı durumlarda, miras bırakanın son arzularının tanıklar tarafından kötüye kullanılmasının bertaraf edilmesi gerekliliğine büyük önem atfedilmiştir. Bu nedenle sözlü vasiyetnameyi düzenleyen kanun hükümlerine (TMK md. 539-541)sıkı sıkıya bağlı kalınmış; mahkemeler, bu kurallardan en ufak bir sapma halinde vasiyetnamenin iptal edilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. İsviçre Federal Mahkemesi, 11.12.2017 tarihinde yakın ölüm tehlikesinin söz konusu olması nedeniyle bir hastanede iki tanık huzurunda yapılan sözlü vasiyetnamenin geçerli olup olmadığı konusunda verdiği kararda önemli tespitlerde bulunmuştur. Bu kararda Federal Mahkeme, animus testandi’nin (vasiyet yapma iradesi) varlığından bahsedilmesi için vasiyetçinin son arzularını sözlü olarak ifade etmesinin şart olmadığına hükmetmiştir. Bunun yanı sıra, vasiyetnamenin yapılmasına veya önerinin içeriğine itiraz edebilecek akli ve fiziksel melekelere sahip olduğu müddetçe, vasiyetçinin sözlü vasiyetname sürecini başlatan taraf olmasının gerekmediği belirtilmiştir. Bu çerçevede, tanıklardan biri tarafından bir vasiyet önerisinin okunması ve vasiyetçinin başını sağlayarak bu öneriyi onaylaması, Art. 506 ZGB (TMK md. 539) hükmüne aykırılık teşkil etmemektedir. Bu karar sözlü vasiyetname şartlarının katı bir şekilde yorumlanmaması ve acil durumların gerektirdiği esnekliğin sağlanarak mirasbırakanın son arzuların yaşatılması gerekliliğine dikkat çekmektedir.