Edebiyatta büyülü gerçekçiliğin “büyü”sünün menşei üzerine: sosyal adaptasyon araçları olarak masallar*
Date
Authors
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Attention Stats
Usage Stats
views
downloads
Series
Abstract
Büyülü gerçekçiliğin edebiyattaki yansıması, genellikle, bu fenomen çerçevesinde değerlendirilen metinlerin öne çıkan nitelikleri ve bu niteliklerin metinlerde nasıl ifşa edildikleri üzerinden incelenmeye çalışılmıştır. Bu fenomenın temel koyucu karakteristiği “büyü”nün neliğinin ortaya konmasına yönelik çabalar ise, ele alınan metinlerdeki “büyü”yü var eden öğelerin mitik/efsanevî/fantastik öğeler değil de masalsı öğeler olduğu tespitinden öteye gitmemiştir. Büyülü gerçekçilik ile ilgili bu tespite sorulmamış sorulardan biri ise, fenomenin “büyü”sünün neden masalsı öğelerle edebîleştirildiğidir. Bu yazıda, büyülü gerçekçilik metinlerinde ve masallarda anlatı kişilerinin aynı alımlama düzeylerine sahip şekilde yaratılması durumuna dikkat çekilerek büyülü gerçekçiliğin “büyü”sünün masalsı öğelerden beslendiği varsayımının bu noktadan hareketle temellendirilebileceği savunulacaktır. Mercek altına alınan iki türün metinleri arasındaki bu benzerliğin, metinlerin işlevselliklerini benzer kılan bir yapıya işaret ettiği öne sürülecektir. Bu iddia ise, Zipes tarafından masalların işlevsel boyutuna getirilen açıklamalar ve büyülü gerçekçilik fenomeninin ortaya çıktığı sosyopolitik koşullar kısaca ele alınarak büyülü gerçekçiliğin sosyal bağlamda adaptif bir işlevi metinselleştirdiği düşüncesiyle açımlanacaktır. Yazıda varılması amaçlanan sonuç, 20. yüzyılın Latin Amerika’sındaki sosyopolitik koşullarla doğan bu işlevselliğin masalların model alınmasıyla mümkün kılındığı ve büyülü gerçekçilik fenomeninin “büyü”sünün, masalın “olağan-olağanüstü”sünden beslendiği varsayımının bu imkanın varlığı ile açıklanabilir olmasıdır.