Külli halefiyet hallerinin vergi sorumluluğu açısından değerlendirilmesi
Date
Authors
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Attention Stats
Usage Stats
views
downloads
Series
Abstract
Vergi sorumluluğu, vergi alacağına ilişkin maddi ve şekli ödevlerin yerine getirilmesinin, vergiyi doğuran olay kendi kişiliğinde gerçekleşmiş olmayan üçüncü kişilerden talep edilebilmesine imkân verir. Külli halefiyet ise, hak ve borçlarla birlikte tüm malvarlığının halefe intikal ettiği halefiyet türünü ifade eder. Külli halefiyet hallerinde, kendisine külli halefiyet sonucu bağlanan hukuki olay veya hukuki işlem gerçekleşmeden önceki vergi ödevlerinden halefin sorumluluğu, vergiyi doğuran olay, halefin kişiliğinde gerçekleşmediğinden, vergi sorumluluğu olarak değerlendirilebilecektir. Ölüm halinde, mirasçılar mirasbırakanın malvarlığını külli halefiyet yolu ile kazanırlar. Şirketlerin birleşme ve bölünme işlemlerinde de intikal külli halefiyet prensibine bağlı olarak gerçekleşir. Benzer şekilde, ticari işletmenin bir bütün olarak devrine imkan veren yine külli halefiyet prensibidir. Bu hallerin tamamında halefin sorumluluğu, vergi sorumluluğu hali olarak değerlendirilebilecektir. Anılan hallerin ortak özelliği, kendisine külli halefiyet sonucu bağlanmış hukuki olay veya hukuki işlem gerçekleşmeden önceki alacaklıların rızası aranmaksızın borçlunun değişmesidir. Bu açıdan bahis konusu haller, vergi hukuku ilişkisinin kamusal niteliği gereği, borçlunun iradi değişiminin mümkün olmaması kuralının istisnasını oluşturur. Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bu istisna, ancak vergi kanunlarıyla da kabul edilmesi halinde vergi borçlarını kapsayacaktır. Bununla birlikte, vergi hukukunun hem özel hukuk hem de kamu hukukunun etkili olduğu bir alan olması, külli halefiyetin hangi hallerde vergi kanunları tarafından kabul edilmiş olduğunun tespitini güçleştirmektedir. Vergi Usul Kanunu’nda, külli halefiyete ilişkin genel nitelikli bir hükmün olmaması, külli halefiyet ilkesine bağlanan sonuçlar ile vergilerin yasallığı ilkesini zaman zaman karşı karşıya getirmektedir. Külli halefiyetin vergi hukuku bağlamında iki yönlü etkisinden söz edilebilir. Bir yönü ile külli halefiyet, önceki borçlunun yerine yenisinin geçmesini sağlaması açısından, vergi ödevlerinin yerine getirilmesini güvence altına alır. Bununla birlikte külli halefiyet bir diğer yönü ile vergi yükümlüsüne ait hak ve borçların bir bütün olarak tek bir olay veya hukuki işlemle, kanunun aradığı özel şartların gerçekleşmesi aranmaksızın geçişini sağladığından, özel servet vergileri açısından bu güvencenin kısmen ortadan kalkmasına yol açar. Çalışmada vergi sorumluluğu genel olarak açıklandıktan sonra, adı geçen külli halefiyet halleri, bahsedilen sorunlar çerçevesinde tek tek incelenecektir. Ortaya çıkan sorunlar için de çeşitli öneriler sunulacaktır.
Tax liability exists when the substantive and adjective tax duties on tax lien can be claimed from the third parties in whose personality taxable event is not realized. Universal succession is a type of succession in which the whole of an estate with its concomitant rights and duties is transferred to the successor. In cases where the law recognizes universal succession, liability of the successor regarding the duties that had arisen before the act of law or act in law has happened, could be regarded as tax liability since taxable event has not been realized in the personality of successor. In case of death, heirs acquire the testator’s estate by universal succession. When companies merge or split, the transfer is realized through universal succession. Similarly, transfer of a commercial enterprise as a whole is also realized by universal succession. In all these cases successor’s liability could be regarded as tax liability. The common characteristic of universal succession cases mentioned above, is the change of debtors without the consent of the previous creditor. In this respect, universal succession constitutes an exception to the general rule in tax law which prohibits the change of tax debtors based on the will of the debtor due to its public nature. The exception laid down in article 8 paragraph 3 of Turkish Tax Procedure Law, covers tax debts only if such exception is enacted by tax laws. However, it is not easy to determine the cases where universal succession was recognized in tax law, since that law is under the influence of both civil law and public law. The absence of a general article regulating universal succession in Turkish Tax Procedure Law, causes some problems in terms of principle of legality in tax law. Universal succession has a twofold effect. Firstly, it secures the tax duties through succession to the new debtor. Secondly, it partially removes that security for some wealth taxes since universal succession does not necessitate the special conditions to be fulfilled for the transition and it enables the transfer of all rights and duties of the tax debtor as a whole by an act of law or act in law. In this study, following the general explanations on tax liability; universal succession cases are going to be evaluated separately by stating their problematic aspects. Consequently, some solutions for these aspects are going to be offered.