Gülten Akın şiirinde işkence ve ahlak
Date
Authors
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Usage Stats
views
downloads
Attention Stats
Series
Abstract
Gülten Akın şiiri işkence gibi sosyal sorunlarla yakından ilişkilidir. Onun Oğlunu Soran Kadının Şiiri ve Şifahi adlı şiirleri, şiirin işkenceye karşı nasıl bir direnme stratejisi olarak kullanılabileceğini gösteren işlevsel örneklerdir. Öte yandan, bu şiirler yalnızca birer ağıt değil, aynı zamanda işkence eyleminin çıkmazlarını gösteren birer ahlaki manifestodur. Dolayısıyla, bu şiirler J.M. Coetzee’nin Barbarları Beklerken adlı romanında işkence üzerine yaptığı spekülasyonlarla ilişkilendirilebilir: Bir kurbanın işkenceden ruhunu kurtarabilmesi mümkün müdür? İşkencecinin ellerini yıkayarak işkence suçundan aklanması mümkün müdür? Akın’ın yanıtı, işkence üzerine Stoacı argümanlarla örtüşür. İnsanoğlu bir aklî ruha sahiptir, dolayısıyla o, aklî ruhunu kullanarak bedensel hazları ve acıları göz ardı edebilir. İşkence mağdurunun direnme stratejisi de bu aklî ruha dayanır. Çünkü mağdur bedensel acıyı göz ardı edebildiği sürece, işkencecinin işlevi anlamını yitirecektir. Böylece, mağdur ruhunu işkenceden kurtarabilecek, oysa, işkenceci ellerini yıkayabildiği hâlde, asla suçundan arınamayacaktır. Çünkü mağdurun bedeni, işkencecinin ise ruhu kirlenmiştir. Başka deyişle, bedensel temizlik, işkenceci için daima simgesel bir arınma olarak kalacaktır.