Browsing by Author "Toroslu, Haluk"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Item Open Access Bilinçli taksir üzerine bir değerlendirme(Türkiye Barolar Birliği, 2016) Toroslu, HalukKusurlu sorumluluk modern ceza hukukunun vazgeçilmez bir ilkesidir. Söz konusu ilke uyarınca bir kimsenin işlediği hukuka aykırı bir fiil dolayısıyla cezalandırılması için, fiil ile fail arasında psişik bir bağın varlığı da zorunludur. Bu ilişkinin tipik ortaya çıkış biçimi, fiilin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesini ifade eden kast iken, ceza kanunları, dikkatsiz ve özensiz davranmak suretiyle ve istemeden sebep oldukları neticeler sebebiyle de bireyleri cezalandırmakta ve bu şekilde taksirli sorumluluk ortaya çıkmaktadır. Toplumdaki tehlikeli faaliyetlerin artmasıyla birlikte, taksirli suçlara da daha sık rastlanmaktadır. Taksirli fiillerin yoğun biçimde işlenmesi, ceza hukukçularını failin psişik durumunu nazara almak suretiyle farklı taksir türleri ortaya koymaya ve bunları diğer kusur türlerinden ayırmak için ölçütler geliştirmeye itmiştir. Bu doğrultuda ortaya çıkan önemli ayrımlardan biri bilinçli-basit taksir ayrımıdır. Bu çalışmanın esas amacı bilinçli taksirin ne olduğunu ana hatlarıyla ortaya koyarak başkaca kusur türlerinden ayırmak ve bilinçli taksir konusunda bir karinenin varlığını kabulü sonucunu doğurabilecek uygulamalara dikkat çekmektir.Item Open Access Müsadere ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilişkisi üzerine kısa bir değerlendirme(Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2016) Güngör, D.; Toroslu, HalukHukuk düzenimizde öteden beri varolan müsadere ile nispeten yeni bir kurum olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenleyen hükümler arasındaki ilişkinin ortaya konması sadece teorik açıdan değil aynı zamanda uygulama açısından da büyük önem taşımaktadır. Eşya ve kazanç müsaderesi için kural olarak bir suçun işlenmiş olması gerektiğinden bunu saptayan kesin bir hüküm olmadıkça müsadere kararı verilemez. Bu itibarla mahkumiyet hükmünün hukuken sonuç doğurmaması anlamına gelen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hallerde eşya ve kazanç müsaderesine karar verilemez. Kanuna göre, suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda ise bir suçun işlenmiş olması aranmadığından müsadere kararı verilebilecektir. Aynı şekilde üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşyanın da herhangi bir kesinleşmiş mahkumiyet hükmü aranmadan müsaderesi mümkündür.Item Open Access Suç uydurma suçu(Ankara Barosu, 2013) Toroslu, HalukBu çalışmanın konusunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “Suç Uydurma” suçu oluşturmaktadır. Kanunda, işlenmediği bilinen bir suçun, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar edilmesi ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerinin soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurulması şeklinde düzenlenen söz konusu suç, çalışma kapsamında, tahlilci metot doğrultusunda unsurlarına ayrılmak suretiyle incelenmiş, teorik ve pratik açıdan bu konuda yapılan tartışmalar, İtalyan ve Türk yazarların görüşleri ile yüksek mahkeme kararları da dikkate alınmak suretiyle irdelenmiştir. Bu itibarla öncelikli olarak suçun hukuki konusu tespit edilip ardından şekli suç uydurma ve maddi suç uydurma olarak iki farklı biçimde ortaya çıkabilen maddi unsur açıklanmış, ardından da, manevi unsur ele alınmış ve son olarak da teşebbüs ve içtima hükümleri açısından bir değerlendirme yapılmıştır.Item Open Access Yargıtay’ın ilk derece mahkemesi olarak verdiği son kararlara karşı başvurulacak kanun yolu ve kapsamı(Türkiye Barolar Birliği, 2019) Toroslu, HalukKişi yönünden yetki kuralları uyarınca belirli sıfata sahip kişiler hakkındaki ilk derece yargılaması Yargıtay’ın ceza daireleri tarafından yapılmaktadır. Ceza dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararlara karşı yalnızca temyiz kanun yolu öngörülmüş olduğundan, bu kararlar üzerinde istinaf incelemesi yapılması mümkün değildir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, temyiz denetiminin kapsamını hükmün hukuki yönüyle sınırladığından, daire kararlarının kanun yolu kapsamında maddi sorun yönünden yeniden incelenmesi mümkün değildir. Bu çalışmada, ceza dairelerinin kararları açısından söz konusu olan sınırlamanın hak arama özgürlüğü ve eşitlik açısından yaratabileceği sorunlar üzerinde durulmuştur.