Külli halefiyet hallerinin vergi sorumluluğu açısından değerlendirilmesi
Author
Dayanç Kuzeyli, Nazlı Nilay
Advisor
Mutluer, Kâmil
Date
2019-09Publisher
Bilkent University
Language
Turkish
Type
ThesisItem Usage Stats
31,333
views
views
352
downloads
downloads
Abstract
Vergi sorumluluğu, vergi alacağına ilişkin maddi ve şekli ödevlerin yerine
getirilmesinin, vergiyi doğuran olay kendi kişiliğinde gerçekleşmiş olmayan
üçüncü kişilerden talep edilebilmesine imkân verir. Külli halefiyet ise, hak ve
borçlarla birlikte tüm malvarlığının halefe intikal ettiği halefiyet türünü ifade eder.
Külli halefiyet hallerinde, kendisine külli halefiyet sonucu bağlanan hukuki olay
veya hukuki işlem gerçekleşmeden önceki vergi ödevlerinden halefin
sorumluluğu, vergiyi doğuran olay, halefin kişiliğinde gerçekleşmediğinden, vergi
sorumluluğu olarak değerlendirilebilecektir.
Ölüm halinde, mirasçılar mirasbırakanın malvarlığını külli halefiyet yolu ile
kazanırlar. Şirketlerin birleşme ve bölünme işlemlerinde de intikal külli halefiyet
prensibine bağlı olarak gerçekleşir. Benzer şekilde, ticari işletmenin bir bütün olarak devrine imkan veren yine külli halefiyet prensibidir. Bu hallerin tamamında
halefin sorumluluğu, vergi sorumluluğu hali olarak değerlendirilebilecektir.
Anılan hallerin ortak özelliği, kendisine külli halefiyet sonucu bağlanmış hukuki
olay veya hukuki işlem gerçekleşmeden önceki alacaklıların rızası aranmaksızın
borçlunun değişmesidir. Bu açıdan bahis konusu haller, vergi hukuku ilişkisinin
kamusal niteliği gereği, borçlunun iradi değişiminin mümkün olmaması kuralının
istisnasını oluşturur. Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bu
istisna, ancak vergi kanunlarıyla da kabul edilmesi halinde vergi borçlarını
kapsayacaktır. Bununla birlikte, vergi hukukunun hem özel hukuk hem de kamu
hukukunun etkili olduğu bir alan olması, külli halefiyetin hangi hallerde vergi
kanunları tarafından kabul edilmiş olduğunun tespitini güçleştirmektedir. Vergi
Usul Kanunu’nda, külli halefiyete ilişkin genel nitelikli bir hükmün olmaması,
külli halefiyet ilkesine bağlanan sonuçlar ile vergilerin yasallığı ilkesini zaman
zaman karşı karşıya getirmektedir. Külli halefiyetin vergi hukuku bağlamında iki yönlü etkisinden söz edilebilir. Bir
yönü ile külli halefiyet, önceki borçlunun yerine yenisinin geçmesini sağlaması
açısından, vergi ödevlerinin yerine getirilmesini güvence altına alır. Bununla
birlikte külli halefiyet bir diğer yönü ile vergi yükümlüsüne ait hak ve borçların
bir bütün olarak tek bir olay veya hukuki işlemle, kanunun aradığı özel şartların
gerçekleşmesi aranmaksızın geçişini sağladığından, özel servet vergileri açısından
bu güvencenin kısmen ortadan kalkmasına yol açar.
Çalışmada vergi sorumluluğu genel olarak açıklandıktan sonra, adı geçen külli halefiyet halleri, bahsedilen sorunlar çerçevesinde tek tek incelenecektir. Ortaya çıkan sorunlar için de çeşitli öneriler sunulacaktır. Tax liability exists when the substantive and adjective tax duties on tax lien can be
claimed from the third parties in whose personality taxable event is not realized.
Universal succession is a type of succession in which the whole of an estate with its
concomitant rights and duties is transferred to the successor. In cases where the law
recognizes universal succession, liability of the successor regarding the duties that had
arisen before the act of law or act in law has happened, could be regarded as tax liability
since taxable event has not been realized in the personality of successor.
In case of death, heirs acquire the testator’s estate by universal succession. When
companies merge or split, the transfer is realized through universal succession.
Similarly, transfer of a commercial enterprise as a whole is also realized by universal
succession. In all these cases successor’s liability could be regarded as tax liability.
The common characteristic of universal succession cases mentioned above, is the change
of debtors without the consent of the previous creditor. In this respect, universal succession constitutes an exception to the general rule in tax law which prohibits the
change of tax debtors based on the will of the debtor due to its public nature. The
exception laid down in article 8 paragraph 3 of Turkish Tax Procedure Law, covers tax
debts only if such exception is enacted by tax laws. However, it is not easy to determine
the cases where universal succession was recognized in tax law, since that law is under
the influence of both civil law and public law. The absence of a general article
regulating universal succession in Turkish Tax Procedure Law, causes some problems in
terms of principle of legality in tax law.
Universal succession has a twofold effect. Firstly, it secures the tax duties through
succession to the new debtor. Secondly, it partially removes that security for some
wealth taxes since universal succession does not necessitate the special conditions to be
fulfilled for the transition and it enables the transfer of all rights and duties of the tax
debtor as a whole by an act of law or act in law.
In this study, following the general explanations on tax liability; universal succession
cases are going to be evaluated separately by stating their problematic aspects.
Consequently, some solutions for these aspects are going to be offered.
Keywords
Külli halefiyetTicaret şirketlerinin birleşmesi ve bölünmesi
Ticari işletme devri
Vergi sorumluluğu
Corporate mergers and spin – offs
Tax liability
Transfer of commercial enterprise
Universal succession