Muhacir bir diplomatın hayatı: Bilâl N. Şimşir

Balkan coğrafyasındaki 400 yıllık Türk geçmişinin Osmanlı Devleti’nin çöküşüyle hızla yok olması birçok Türk evladının bir anda mülteci konumunda kalarak ırksal ayrımcılığa maruz kalmasına sebep olmuştur. Berlin Anlaşması sonrasında Bulgaristan Devleti’nin kontrolüne geçen Şumnu iline bağlı Yılancılar köyünde doğan Bilâl Şimşir ve ailesi bu ayrımcılığa maruz kalan birçok Türk ailesinden yalnızca biridir. Komünist rejimin Bulgaristan’da hükümete gelmesiyle Türklerin yaşadığı acılar dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Birçok muhacir Türk gibi Şimşir ve ailesi de Türkiye’ye göç etmiş ve Gelibolu civarında iskân edilmişlerdir. Sonrasında azimle okul hayatına devam eden Bilâl Şimşir Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanmış ve mezuniyet sonrasında tarih kürsüsünde asistan olarak kalmıştır. Daha sonra Dışişleri Bakanlığına geçen Şimşir iç ve dış hizmetlerdeki bütün kademelerde görev almış ve hepsinde üstün başarılar sergilemiştir. Kendi tabiriyle Pasifik Okyanusu’ndan Atlas Okyanusu’na kadar birçok bölgede karış karış çalışmıştır. Şimşir büyükelçi olarak Arnavutluk, Çin Halk Cumhuriyeti, Avustralya ve Güney Pasifik ülkelerinde hizmet vermiştir. Mesleki hayatını takdirnameler ve teşekkürnameler ile süslemiştir. Devletin şerefli bir memuru olmakla birlikte devletine ve milletine tarih alanında da büyük hizmetlerde bulunmuştur. Bir kişinin yapamayacağı vazifelerin altından başarıyla kalkmış ve Türk Tarih Kurumu Şeref üyesi olarak seçilmiştir. Birçok Üniversiteden Onursal Doktora Payesi alan Şimşir yakın tarih araştırmacılarının ilk başvurduğu otoriter adres olmuş, tarih alanındaki duayenlerden biri haline gelmiştir.

The rapid disappearance of the 400-year-old Turkish heritage in the Balkan geography, following the collapse of the Ottoman Empire, has caused many Turkish descendants to suddenly become refugees and face racial discrimination. Bilâl Şimşir and his family, born in the village of Yılancılar, part of the district of Shumen which came under the control of Bulgaria after the Berlin Treaty, are just one example among many Turkish descendants who deeply felt this discrimination. With the advent of the communist regime in Bulgaria, the suffering of the Turks reached unbearable levels. Like many other Turkish emigrants, Bilâl Şimşir and his family migrated to Turkey and were settled around Gallipoli. Subsequently, Bilâl Şimşir continued his education with determination, won a place at the Faculty of Political Science at Ankara University, and remained as an assistant in the Department of History after his graduation. Later, he joined the Foreign Affairs and served at all levels of domestic and international duties, displaying exceptional success everywhere. In his own words, he has worked extensively from the Pacific ocean to the Atlantic ocean. Şimşir served as an ambassador in Albania, the People's Republic of China, Australia, and the countries of the South Pacific. His professional life was adorned with commendations and letters of appreciation. While being a distinguished civil servant, he has also made significant contributions to his state and nation in the field of history. He successfully undertook tasks that one person alone could not have managed and was elected as an Honorary Member of the Turkish Historical Society. Bilâl Şimşir, who received Honorary Doctorate degrees from many universities, has become one of the leading authorities in the field of history, often being the first point of contact for contemporary historians.