Avrupa'da "iyi müslüman" olmak: Hollanda örneği
Date
Authors
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Attention Stats
Usage Stats
views
downloads
Series
Abstract
Madrid (2004) ve Londra (2005) bombalamalarından itibaren Avrupalı Müslümanlar üzerinde bir “total şüphe” oluşmuştur. Bunun neticesinde Avrupa’daki Müslümanlar yaşadıkları topluma uyum sağlayıp sağlamadıkları konusunda daimi bir teste tabi olmaktadırlar. Müslümanların entegrasyonu üzerine yapılan tartışmaların muradı bir takım “iyi Müslüman” modellerini inşa edip öne çıkarmak, diğerlerini ise kötülemektir. Hollanda örneğine bakıldığında iki model öne çıkmaktadır: terk-i İslam ederek Hollandalı olmak ve İslam’ı liberalleştirerek Hollandalı olmak. Son yıllarda en çok öne çıkan örnek ikinci modelin temsilcisi olan Ahmed Aboutaleb’dir. Dindar bir Müslüman olan Ahmed Aboutaleb çatışmayı İslam ve Batı arasında değil de İslamcılık ile liberal değerlere inananlar arasında olduğunu söyleyen “yeni liberalizm”e de yakın bir duruş sergilemektedir.
Since the bombings in Madrid (2004) and London (2005), a “total suspicion” on Muslims in Europe has been constructed. Because of that, Muslims in Europe has been continuously tested about their integration into the host societies. The aim of these debates about Muslim integration is to build and promote some “good Muslim” models and denigrate others. In the Dutch case, two models got prominence: abandoning Islam to be Dutch and moderating Islam to be Dutch. Lately, Ahmed Aboutaleb, a representative of the second model, has been promoted the most. Also, Aboutaleb, a pious Muslim, has a very close standpoint with the “new liberals”, who argues that the clash is not between Islam and the West, but between Islamism and the believers of liberal values.