Erdener Koyutürk’ün tanıklığında Türkiye de tango müziği
Date
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Usage Stats
views
downloads
Series
Abstract
Tango Arjantin’de alt kültürün ürettiği bir müzik olup önce Kuzey Amerika’ya, ardından Avrupa’ya oradan da Türkiye’ye gelmiştir. Türkiye’ye gelişi 1920'lerde gerçekleşmiştir. 1928 ilk Türk tango eseri “Mazi Kalbimde Bir Yaradır” Necip Celal Andel tarafından bestelenmiş ve Seyyan Hanım tarafından seslendirilmiştir. Türkiye'de Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk gibi sanatçıların besteleriyle Avrupa Türk sentezi tangolar ortaya çıkmıştır. Tangonun popülerliği özellikle İstanbul'da, 1930'larda ve 1940'larda bahsi geçen bestecilerimizin eserleriyle artış göstermiştir. Özellikle Necdet Koyutürk’ün Papatya eseri ülke içinde yirmi bin satış sayısına ulaşmıştır. Sözlü kaynağımız, kendisi de bir tango bestecisi olan, söz yazarı ve prodüktör ayrıca Necdet Koyutürk’ün oğlu Erdener Koyutürk;1950 sonrası döneme tanıklık etmiştir. Makalemizde Erdener Bey’in bize verdiği bilgiler ışığında Türk tangosunun gelişimini ve gelişimini inceledik. Kendi tanıklık ettiği dönemde popülaritesi azalsa da, Erdener Bey günümüzde Necdet Bey’e ait tango eserlerinin tekrardan seslendirilmesi ve kayıtların güncellenmesi için çalışmalar yapmaktadır.
Tango is a music genre originating from Argentina, which subcultures have produced. It first reached North America and then spread to Europe, eventually arriving in Turkey. Its arrival in Turkey took place in the 1920s. In 1928, the first Turkish tango composition, "Mazi Kalbimde Bir Yaradır," was composed by Necip Celal Andel and performed by Seyyan Hanım. In Turkey, European Turkish synthesis tangos emerged with compositions by artists such as Fehmi Ege and Necdet Koyutürk. The popularity of tango, especially with the works of these mentioned composers, increased in Istanbul in the 1930s and 1940s. In particular, Necdet Koyutürk's piece "Papatya" reached a sales figure of twenty thousand within the country. Our oral source, Erdener Koyutürk, who is himself a tango composer, lyricist, and producer, and also the son of Necdet Koyutürk, witnessed the period after 1950. In our article, based on the information provided by Erdener Bey, we examined the development and evolution of the Turkish tango. Although its popularity waned during the period he witnessed, Erdener Bey is currently working on projects for the re-performance and updating of recordings of tango compositions by Necdet Bey.