Türk edebiyatının aykırı kalemi: Sevgi Soysal

Abstract

Sevgi Soysal yazdığı eserleriyle ve yaşadığı kısa ama dopdolu hayatıyla insanların ilgisini çekebilmiş Türk edebiyatının aykırı kalemidir. Çocukken, kadınların baskın olduğu yetiştiği ortamdan ilham alan Soysal, bu sayede toplumun ataerkil yapısının ortaya çıkardığı problemleri fark edebildi ve onlara değinebildi. Yaptığı evliliklerden de esinlenmeyi başaran Soysal, hayatının gidişatını değiştiren bu evliliklerden aldığı dersleri ve bulunduğu çıkarımları, yüksek gözlem gücüyle eserlerine taşıdı. İlk eserlerinde moda akımların tahlili görülse de Soysal en fazla kendini yaşadığı dönemin sosyal ve siyasi havasından bahsederken gösterdi. Bu konulardan bahsedişi hem Türk edebiyatını hem de kendi hayatını büyük ölçüde etkiledi. Siyasi yorumlarının etkileyiciliği ve onun gibi siyasi yorumlar yapan (ancak bunu kitaplara aktarmak yerine öğrencilere aktaran) sonuncu eşi Prof. Dr. Mümtaz Soysal’la evliliği yüzünden hükümetin düşmanı olarak görülmesi, onun cezaevlerinde yatmasına ve sürgünlere gönderilmesine neden oldu. Hayatının hem iyi hem kötü dönemlerinde bulunduğu çevreyi tasvir etmedeki üstün başarısıyla kadın hakları misali önemli toplumsal olaylara değinen Soysal, kısacık ömründe on iki eser yazıp üç çocuğu dünyaya getirdi.

Sevgi Soysal was a dissident author in Turkish literature, who was able to attract people's attention with her works in her short but full life. As a child, Soysal was inspired by the environment where she grew up and women were dominant, thus she could recognize and address the problems posed by the patriarchal structure of society. Soysal also managed to be inspired by her marriages that changed the course of her life, carrying the experiences and the inference she made from these marriages into her works of art by dint of her high skill of

ii

observation. Although the analysis of popular movements is widely seen in her early works, Soysal asserted herself the most when speaking of the social and political circumstances of the period in which she lived. Her mention of these subjects greatly influenced both Turkish literature and her own life. Being considered as a threat for the government, due to the effectiveness of her political comments and her marriage to her last husband Prof. Dr. Mümtaz who also made political comments like her, (yet passed it on to his students rather than to his books) induced her to be imprisoned and be sent into exile. Touching on significant social phenomena such as women’s rights by means of her outstanding success in portraying her surroundings during both of the good and bad periods of her life, Soysal wrote twelve books and brought three children into the world in her short life.