Türkiye’de Performans Sanatı ve gelişememesine yol açan faktörler
Series
Abstract
Yıllar boyunca bedenin özne olduğu ve fikirlerin, başkaldırıların ama en önemlisi ruhun bir yansıması olarak tanımlanan; birçok farklı sanat dalının zamanla harmanlanması ve ortak bir paydada buluşması ile oluşan Performans Sanatı’nı incelediğimiz bu tezde; öncelikli olarak Performans Sanatı’nın ortaya çıkışı ve Türkiye’deki ilk örneklerini incelemekteyiz. Bu bağlamda Performans Sanatı’nın gelişmesinde yeri büyük olan isimleri ve Türkiye’de bu akımın oluşmasının temellerini atan Akademi üyelerini, onların işlerini ve öğrencilerinin ortaya koyduğu performanslara yer vermekteyiz. Türk Sanatı’na 1980’lerde giriş yapan ve 1990’larda tam anlamıyla icra edilmeye başlanan Performans Sanatı belli başlı birkaç kurum tarafından desteklenmiştir. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve toplumsal karışıklık ise Performans Sanatı’nın özünde bulunan fikir özgürlüğü ile birleşmiş ve dönemin sanatçılarına adeta bir konu ziyafeti sunmuştur. Tezin ikinci kısmında ülkemiz özelinde aktiflik göstemiş olan bu kuruluşlara değiniyor olup; bu kurumların Performans Sanatı’nın ülkemizdeki gelişimine ve yaygınlaşmasına etkilerini incelemekteyiz. Bununla birlikte sağlıklı bir karşılaştırma sağlayabilmek adına aynı kurum ve kuruluşların farklı ülkelerdeki örneklerine ve çalışmalarına da değinmekteyiz. Günümüzde maalesef sanat dallarının içinde tam anlamıyla yer edememiş olan ve halk tarafından bilinmeyen Performans Sanatı’nın Türkiye’de gelişememesinin sebeplerini araştırdığımız üçüncü bölümde ise ülkenin kültürel yapısı üzerinde durmakta; bununla birlikte Performans Sanatı’nın milliyetler ve cinsiyetler üzerinde dağılımını göz önünde bulundurarak bir sebep aramaktayız. son bölümümüzde 1990’lardan bugüne Performans Sanatı ile ilgilenmiş ve bu konuda bilgili olan isimlerle gerçekleştirdiğimiz röportajların ışığında bir sonuca varmakta, alınabilecek olası önlemler ve bu sanat akımının tanınırlığının ülkemizde artmasına yardımcı olabilecek değişiklikleri ele alarak tezimizi sonlandırmaktayız.
Performance art, in which the body is the main subject, has been defined as the soul's reflection for years. Various art disciplines intersect and conjugate in the common ground in performance art. In This thesis, we primarily investigate the emergence and the first samples of performance art in Turkey. In this context, we incorporate the works of the artists, academicians, and their students who have a significant role in the emergence and development of performance art. Performance art, which emerged in Contemporary Turkish Art in the 1980s and started to be appropriately performed in the 1990s, has been substituted by a small number of institutions. Turkey's political and social turmoil has merged with the freedom of thought, which comes from the essence of performance art, and provided a vast majority of themes to the era's artists. In the second part of our thesis, we mainly focus on the institutions which have a significant role in Turkey and their effects on the pervasion of performance art. Also, we incorporate the global instances of performance art institutions to make an effective comparison. Unfortunately, Performance Art could not find a place amongst accustomed disciplines of Contemporary Turkish Art to this day. In the third part of our thesis, we investigate the factors that result in the underdevelopment of performance art. In this part, we emphasize Turkey's cultural structure and focus on indicating the factors that result in the underdevelopment of performance art in the light of the distribution of performance art according to nation and gender. In the last part of our thesis, we primarily focus on consulting the artists and academicians who have been in the field of Performance Art since the 1990s. In our interviews, we mainly focus on how to enhance the recognition of Performance Art and conclude our thesis.