Özgeci bir yaşama yolculuk: Suna Kıraç ve STK örneği TEGV

Koç ailesi Türkiye’nin en çok bilinen aileleri arasında yer almaktadır. Vehbi Koç’un esnaf olarak başladığı iş hayatı, aldığı kararlar ve Türkiye’nin içinde bulunduğu tarihsel bağlam ile hızla Koç Holding’in kuruluşuna doğru ilerlemiştir. Koç ailesinin etki alanı yalnızca ticaret ile sınırlı kalmamış, yürüttükleri sivil toplum projeleri ile Türkiye’de sanattan eğitime birçok farklı alana da yön vermişlerdir. Vehbi Koç’a en çok benzeyen çocuğu olduğu iddia edilen Suna Kıraç da eğitim alanını ülkenin geleceği için çok önemli görmüş ve bu alanın yalnızca devlete bırakılmaması gerektiğini düşünerek Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nı kurmuştur. Bu çalışmada, “sivil toplum” anlayışının tarihi ve neoliberalizmin yükselişi ile sivil toplum anlayışının yakın dönemdeki dönüşümü de göz önüne alınarak, Suna Kıraç ve TEGV’in faaliyetleri içinde bulunduğu tarihsel bağlamda değerlendirilmiştir.

Koç family is one of the most renown families in Turkey. Vehbi Koç’s business life, which started as a basic tradesman, led to the establishment of Koç Holding due to his decision making and the historical context that he was acting in. However, Koç family’s sphere of influence was not limited to trade. The family has shaped many areas from art to education in Turkey through their civil society projects. Suna Kıraç, who is claimed to be the most similar to her father Vehbi Koç, considered the field of education to be the most significant for the country’s future thus she founded Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı with the idea that education should not only be dealt by the state. In this paper, Suna Kıraç and TEGV has been examined in relation with the history of the notion “civil society” and the shifts in the civil society after the rise of neoliberalism.