Esaretten zafere: Mehmed Çavuş
Date
Editor(s)
Advisor
Supervisor
Co-Advisor
Co-Supervisor
Instructor
Source Title
Print ISSN
Electronic ISSN
Publisher
Volume
Issue
Pages
Language
Type
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Attention Stats
Usage Stats
views
downloads
Series
Abstract
Osmanlı İmparatorluğu 1912 yılından 1922 yılına kadar yaklaşık 10 yıl süren savaşlardan sonra tarihten silinmiş, yerine, yine bu süreçte verilen İstiklal Savaşı sonucunda Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Hayatı araştırma konusu olarak ele alınan Mehmed Çavuş da bu on yıllık sürecin tamamında bilfiil cephelerde bulunmuş ve söz konusu tarihi sürece bizzat şahitlik etmiştir. Balkan Harbi’ne katılması ile başlayan askerlik serüveni, Kafkas Cephesi’nde I. Dünya Harbi’ne, Sarıkamış Harekâtına, daha sonra da Ermeni Tehcirine katılması ile devam etmiştir. Daha sonra Ruslara esir düşerek Sibirya’da esaret hayatı yaşamış, yıllar süren bir yolculuktan sonra Türkiye’ye dönmüştür. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yaklaşık 44 yıl daha yaşayan Mehmed Çavuş, 1966 yılında doğduğu köyde vefat etmiştir. Yine vefatından 49 yıl sonra Türkiye Cumhurbaşkanının onayı ile Millî Savunma Bakanlığı’nca kendisi ile aynı ismi taşıyan torununa İstiklal Madalyası verilmiştir.
The Ottoman Empire, the state before the Republic of Turkey, was wiped out in early 1912 after wars that lasted for about ten years until 1922, and the Republic of Turkey was established as a result of The War of Independence waged in the process. Mehmed Sergeant, whose life is considered the subject of this research, was also the one who sat on the fronts throughout the study and made observations in the history in question. His military adventure, which began with his participation in the Balkan Wars, continued in World War I on the Caucasus front, the Sarıkamış Operation, and later the Armenian Deportation. After being captured by the Russians, he lived a life of captivity in Siberia and returned to Turkey after years of journeys. Mehmed Sergeant, who lived for 44 years after The War of Independence, died in his native village in 1966. Again, 49 years after his death, the Ministry of National Defense, with the approval of Turkey’s president, awarded the Medal of Independence to his grandson, who bears the same name.