BUIR logo
Communities & Collections
All of BUIR
  • English
  • Türkçe
Log In
Please note that log in via username/password is only available to Repository staff.
Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Subject

Browsing by Subject "Folk tales"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 5 of 5
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    ItemOpen Access
    Farklı kültürel ortamlarda üretilen anlatılarda kadın algısı
    (Geleneksel Yayıncılık Eğitim San. Tic. Ltd. Şti., 2010) Tüzin, Derya
    Halk anlatılarının farklı kültürel ortamlarda üretilmesi kadın algısını değiştirir mi sorusundan hareketle yapılan bu çalışmada, Leyla ile Mecnun hikâyesi araştırma nesnesi olarak ele alınmıştır. Leyla ile Mecnun anlatısının farklı biçimlerde yeniden üretilerek iki farklı ortamda, farklı kültür ve eğitim düzeylerindeki topluluklara anlatılması ya da okunması sırasında başta Leyla olmak üzere anlatılardaki kadınların eril söylemde nasıl şekillendikleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Halk anlatısı olarak kahvehanelerde, köy odalarında anlatılan Leylâ ile Mecnun hikâyesi ile eğitimli üst tabakaya hitap eden Leylâ ve Mecnun mesnevisinin karşılaştırıldığı bu çalışmada kadına bakışın farklı ortamlarda gösterdiği aynılığın nedenlerine değinilmiştir. İki kahramanın aşk ilişkisine odaklanarak üretilen bu anlatılarda her ne kadar kadın (Leylâ) ve erkek (Mecnun) ön planda ve diğer tüm karakterler ikincil konumda olsa da, hikâyeyi şekillendirenin erkek karakter olduğu görülür. Hem mesnevide hem de halk anlatısında Leylâ arzu nesnesi olarak karşımıza çıkar. İki anlatı arasındaki bu ve benzeri koşutluklar icra ortamlarındaki farklılıkların kadın algısı söz konusu olduğunda önemli değişimler yaratmadığını göstermektedir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    ItemOpen Access
    Halk hikâyelerinden tanzimat romanlarına gerçekçiliğin boyutları
    (Geleneksel Yayıncılık, 2011) Erdem, S.
    Celâleddin Harzemşah’ın ön sözünde –Tanzimat düşüncesinin edebi alandaki en önemli ve temsil niteliği en yüksek örneklerinden birinde- Namık Kemal’in gerçekçi bir anlatımın başat nitelikleri üzerine düşünceleri, geleneksel Türk halk anlatılarındaki gerçekçilik anlayışı ile Tanzimat aydınlarının gerçekçilik algılarının oldukça keskin bir çatışma içinde olduğunu ortaya koyar. Namık Kemal’in bu ön sözde geleneksel halk anlatılarına yaklaşımı işaret eder ki Tanzimat aydınları; halk anlatılarını -olağanüstü unsurların sıkça görülmesi nedeniyle- gerçekçi anlatılar olarak kabul etmiyordu. Açıktır ki; Namık Kemal’in gerçekçiliğe bakışı, anlatmanın ve anlatıların en üst düzeyde “Batı”lılaşması güdüsüyle belirlenmiş ve sınırlanmıştır. Bu nedenle –ona göre- gerçeğin gerçekçi bir aktarımı geleneksel anlatı yoluyla mümkün değildir. Bu yazıda ise Namık Kemal’in ve onun temsil ettiği Tanzimat aydınlarının gerçekçilik üzerine görüşlerinin –tek ve “Batı”lı/“Batı” kaynaklı bir gerçekçilik anlayışının- aksine gerçekçiliğin birçok formu, boyutu olduğu ve bunların büyük çoğunluğunun halk anlatılarında (bu anlatıların en yaygın örneği olan halk hikâyelerinden hareket edilerek) düzenli bir şekilde görüldüğü savunulacaktır. Bunu göstermek amacıyla, halk hikâyelerinden realist halk hikâyelerine ve Tanzimat romanlarına uzanan anlatı geleneğini kapsayan bir tartışma aracılığıyla, bir anlatının gerçekçilik özelliklerinin gözlemlenebileceği gerçekçilik boyutları incelenecektir. Yazının asıl amacı halk hikâyelerinin de en az Tanzimat romanları kadar gerçek ve gerçekçi olduğunu ortaya koymaktır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    ItemOpen Access
    İdeolojinin aktarımında halk hikâyelerinin işlevi: Arzu ile Kanber örneği
    (Geleneksel Yayıncılık, 2010) Sert, Hale
    Bu çalışmanın ilk aşamasında Bekir Sıtkı Kunt’un 1940 yılında yeniden yazdığı Arzu ile Kanber hikâyesinde, Arzu ve Kanber karakterlerinin asıl hikâyeden nasıl farklılaştığı ve hikâyeye eklenen modern unsurlar tespit edilecektir. Sonrasında bu belirlemelerden yola çıkılarak, yapılan değişikliklerin Cumhuriyet ideolojisiyle olan bağıntısı, ulaşılmak istenen hedeflerle uyumluluğu ve o dönemki Türkiye koşullarıyla ne derece örtüştüğü, döneme ait somut verilerle kıyaslanarak değerlendirilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1923’te bir takım idealler ve ilkelerle kurulduğunda, birçok yeni kurulan ulus devletin olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da önemli süreçlerden biri uluslaşma ve yeni devletin ideolojisini halka benimsetme süreci idi. Halkın, yapılan reformları içselleştirmesi beklendiği kadar kolay değildi. Egemen söylemi halka benimsetmek için folklor ürünlerinden yararlanmak, dünyada da örnekleri görülen bir yöntemdi. 1937’de dönemin İçişleri Bakanı tarafından bazı halk masallarının “modernize edilmesi” istemi de bu kullanıma bir örnek teşkil etti. Reformların halk kitapları aracılığıyla yaygınlaştırılmak istenmesinin nedeni, bu kitaplardaki kahramanların halk tarafından çok sevilmesiydi. Sevilen kahramanlar hangi mesajı verirse, halkın mesajları benimseyeceği ve hikâyedeki olay örgüsünün değişmesi ve kahramanın rejimle uyumlu davranışlar sergilemesinin tepki oluşturmayacağı düşünüldü. Bakanlık tarafından belirlenen bazı halk hikâyeleri dönemin ünlü edebiyatçıları tarafından yeniden kaleme alındı.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    ItemOpen Access
    Murat Sertoğlu's Novel Battal Gazi in connection with the relation of orality and literacy
    (2005) Erginci, E.
    It is quite important to focus on the relation between literal works and oral works of communities in order to understand and define patterns and structures of contemporary literary works. Historical novels make it easy for researchers to define and reveal the relation. It is quite possible to find out this relation in Murat Sertoglu's novels. The novel called Battal Gazi, which is written as a first novel of serial novels, is suitable to examine the relation between the oral storyteller and the novelist. This essay is the result of a research of oral works' footsteps in literary works.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    ItemOpen Access
    The perception of women in narratives produced within different cultural environments
    (2010) Tüzin, D.
    In this paper I attempt to see whether different versions of folk tales that are read or told in various gatherings have any determining role in perceiving woman gender. My main focus will be on Layla and Majnun. With particular refererence to Leyla, I attempt to discover how perceptions of women are conceptualized by male audience/reader in communities with different cultural and educational backgrounds. Layla and Majnun as narrated in a traditional coffehouse in a small willage is compared to that version of Layla and Majnun which is read and narrated by educated people. I will deal with the underlying causes of noted smilarites that are prevalent within various groups in their perception of women. Even though the folktale revolves around a woman (Layla) and a man (Mejnun) who display profound love for one another, it is the male character who dominates the tale. In both the mesnevi and folk's version of the story, Layla is never more than an object of desire. Such similarities observed in different versions of the tale serve as evidence that versions here and there may considerably differ, but conceptualizaton of woman most often remain the same.

About the University

  • Academics
  • Research
  • Library
  • Students
  • Stars
  • Moodle
  • WebMail

Using the Library

  • Collections overview
  • Borrow, renew, return
  • Connect from off campus
  • Interlibrary loan
  • Hours
  • Plan
  • Intranet (Staff Only)

Research Tools

  • EndNote
  • Grammarly
  • iThenticate
  • Mango Languages
  • Mendeley
  • Turnitin
  • Show more ..

Contact

  • Bilkent University
  • Main Campus Library
  • Phone: +90(312) 290-1298
  • Email: dspace@bilkent.edu.tr

Bilkent University Library © 2015-2025 BUIR

  • Privacy policy
  • Send Feedback