Bu araştırmada, Hüsn-i Hat'ın cumhuriyet sonrası dönemdeki en büyük bayrak taşıyıcılarından Fuat Başar, ve kendisinin deneyimleri ışığında hat sanatı incelenmektedir. Tarih sahnesinde ilk kez islam dinin ortaya çıkışı ile görülmeye başlanılan hat sanatı, zaman içerisinde Türk milletinin değerlerinden birisi hâline gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu; nice hattatın yetişip serpildiği, farklı ekollerin ve yazı stillerinin doğup geliştiği bir dönemi temsil etmektedir. Bunu takiben, Cumhuriyet döneminde hat sanatının öğretilmesine ve icra edilmesine ket vurulmuştur. Bu süreçte hat sanatıyla ilgilenen hattatlar, bu sanatın günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. İcazetnamesini ünlü Hattat Hamit Aytaç'dan alan Fuat Başar da, birçok öğrenci yetiştirerek hat sanatının diri kalmasına katkı sağlamıştır.

In this research, we studied calligrapher Fuat Başar, and "calligraphy" as a branch of art, under the influence of Başar's knowledge and experience. Islamic calligraphy has become a part of the values of the Turkish nation over time. Ottoman Empire represents a period in which many famous calligraphers were raised; writing styles were born and developed. Following this, in the republic period, calligraphers were inhibited from teaching and performing the art of Islamic calligraphy. Meanwhile, the calligraphers who were interested in the art of calligraphy handed down this profession to the next generations. Fuat Başar, who took his letter of approval from the famous calligrapher Hamit Aytaç, helped Islamic calligraphy to stay alive.