Özçelik, Barış2021-03-172021-03-172020http://hdl.handle.net/11693/75948Hukukumuzda trafik siciline kayıtlı bir motorlu aracın mülkiyetinin devredilebilmesi için, araç malikiyle resmî şekilde yapılacak sözleşmeye dayalı olarak, aracın zilyetliğinin devredilmesi gerekmektedir. Mülkiyeti devir borcu doğuran sözleşmenin, sözleşme konusu üzerinde tasarruf yetkisine sahip kişiyle yapılmak zorunda olması anlamına gelen bu durum, genel olarak taşınırlar için söz konusu olan, emin sıfatıyla zilyetten hak edinimini, motorlu araçlar bakımından imkânsız kılmaktadır. Tasarruf yetkisine sahip olmayan kimsenin, her nasılsa trafik siciline malik olarak kaydedilmiş olması da bu kimseden hak edinen iyiniyetli üçüncü kişilerin edinimlerinin korunmasına yetmemektedir. Çünkü hukukumuzda, trafik siciline, motorlu araç üzerindeki aynî hakları dış dünyaya açıklama işlevi tanınmadığı gibi, trafik sicilinin yansıttığı görünüşe güvenin korunacağına dair herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu çerçevede edinimi korunmayan kimse, Türk Medenî Kanunu’nun 989. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şartlar çerçevesinde, motorlu araç için yetkisiz kimseye ödediği satış bedelinin malik tarafından kendisine ödenmesini isteyebilir. Söz konusu haksız zilyedin motorlu aracı geri verme borcunun kapsamı ve araç için yaptığı giderlere ilişkin olası talepleri ise, TMK 993-995. maddelerinde düzenlenmiş olan haksız zilyetliğin geri verilmesine ilişkin hükümlere tâbidir.TurkishMotorlu araçEmin sıfatıyla zilyetTrafik siciliİyiniyetHaksız zilyetlikMotorlu araç mülkiyetinin yetkisiz kimseden devralınması ve sonuçlarıArticle10.33629/auhfd.721398