Selçuk, Sami2020-10-272020-10-2720111309-6826http://hdl.handle.net/11693/54333Terör(izm) bir azınlığın zor/şiddet/dehşet yolu ile iradesini halkın/çoğunluğun irade-sine kabul ettirmek için başvurduğu meşru siyasete katılma sürecinin dışında kalan hukuk dışı bir araç ve dolayısıyla suçtur. Terörü oluşturan iki öğeden biri zor/şiddet, öbürü düzene karşı oluştur. Kurulu dü-zen, toplumsal, ekonomik ve siyasal kesimlerden oluşan bir bütündür. Her hukuk düzeni, doğal olarak toplumsal yaşamla bağdaşmayana istekleri sınırlayacak ve çıkarlar arasında bir denge kuracaktır. Bu dengeyi kurmak için kurallara gerek bu-lunmaktadır. Bu kuralların bütünü kuşkusuz aynı zamanda devlet düzenini de oluştu-racaktır. Böylece devlet toplumsal düzeni sağlayan ve hukuksal kişiliği bulunan vazgeçilmez bir araç-değerdir. Bu araç-değer, en az üç öğeye sahiptir: Ülke, insan topluluğu ve iktidar. Bu üç öğenin örelenmesine hiçbir devlet katlanamaz ve izin veremez. Bu yüzden söz konusu araç-değeri korumak için her ülkenin yasalarında devlete ve ulusa karşı suçlara yer verilmiştir. Terör suçu, özünde “özel kasıt’la ve/ya edilgin özneler konusunda ayrım gözetmediğinden ve etkin özne, davranışlarının sonuçlarını göze alarak suç işlediğinde “olası kasıt”la da işlenen bir suçtur. Terör suçlusu, demokratik düzende, her şeye karşın, bir “vahşi” “av hayvanı” muamelesi göremez. Böyle yapılırsa, nazizm ve/ya komünizm gibi tümelci rejimlerde geçerli olan “fail suç hukuku”na dönülmüş olur. Türk suç hukuku sistemi, özgürlükçü suç hukuku sisteminden esinlenmiştir ve “eylem suç hukuku”na dayanır.TurkishTerörizmTerör suçuSuç hukukuDevlet düzeniDüşünce özgürlüğüTerrorismTerrorist crimeCriminal lawPublic orderFreedom for expressionHukukun terörle sınavıThe test of law with terrorArticle