Kurtuluş, Meriç2016-02-082016-02-0820121300-3984http://hdl.handle.net/11693/21228Kuşlar dünya mitolojilerinde önemli yeri olan canlılardır. Onlara duyulan ilgi sonucu gelişen kuşçuluk geleneği (kuşbâzî) de oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Yaşar Kemal, Kuşlar da Gitti adlı romanında kuşçuluğun bin yıllık bir gelenek olduğunu ifade etmiştir. Yazara göre kuşçuluk yalnızca Osmanlı folkloruna özgü bir motif değildir, Bizans’a dek uzanan bir geçmişi vardır. Romanda ise, anlatıcı bu geleneğin sona ermek üzere olduğunu ima ederek bu durumu insan sevgisinin yok oluşuyla ilişkilendirmektedir; çünkü metin kuşçu çocukların “azat buzatlık” kuşları satamayarak yemeleri ve insanlıklarına yabancılaşmalarıyla sona erer. Ayrıca kentleşme nedeniyle gençlerin kuşları avladıkları yeşil alanların tahrip edilmesinin de bu geleneğin sona ermesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Makalenin ilk bölümünde kuşçuluk geleneğine ve bu geleneğin farklı yönlerine kısaca değinilecek, ikinci bölümde ise Kuşlar da Gitti’de kuşçuluğun nasıl bir işlevi olduğu tartışılacaktır. Çocukların kuşları yedikten sonra Florya düzlüğünü terk etmeleri, bu geleneğin artık “merkez”i temsil eden kentte var olamayacağını göstermektedir. Romanda kuşçuluk geleneğinin aslında folklor kavramını temsil ettiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, romanda bu geleneğin kentte yok olacağının dile getirilmesi, okura folklor kavramının da sona ereceğini düşündürmektedir. Dolayısıyla, bu trajik son, on dokuzuncu yüzyıl romantik folklor kuramcılarının folkloru olumsuzlayıcı bakışının yansıması olarak ele alınacaktır.The tradition of aviculture, arising as a result of the interest shown in birds, has a really ancient history. In The Birds Have Also Gone, Yasar Kemal expresses that aviculture has a thousand-year-oldhistory in Istanbul; one that reaches back to the age of the Byzantine Empire. One aspect of aviculture, used as a fundamental motif in the novel, is sale of birds in front of places of worship in order that people can buy to set them free (azat buzat). The narrator implies that this tradition is on the brink of extinction. In the novel, this extinction refers to the end of humanism in modern society; for the young boys can not succeed to sell the birds and unfortunately they alienate to themselves by eating them in order to survive in the end. It is understood that the destruction of green areas due to urbanization, where birds are trapped, causes to the extinction of this tradition in Istanbul, as well. In this article firstly different aspects of aviculture will be briefly clarified then it will be asked that what function of this tradition is in the text. Lastly, the tragic end of the novel, implying the end of humanism and this long-lasting tradition in urban areas, will be suggested as a reflection of the approach of the 19th century romantic folklorists, based on the negation of folklore.English; TurkishAvicultureBirdsFolkloreHumanismRomanticismKuşlarKuşçulukHümanizmFolklorYaşar Kemal'in kuşlar da gitti romanında kuşçuluk geleneğinin işleviOn the function of aviculture in the birds have also goneArticle2146-8087