Çetin, Burcu2020-11-052020-11-0520091300-3984http://hdl.handle.net/11693/54423Bu yazıda, Tunç Başaran’ın Uzun İnce Bir Yol (1991) adlı filminin Dede Korkut’un “Duha Koca oğlu Deli Dumrul” hikâyesiyle kurduğu metinlerarası ilişki, Gérard Genette’in “ötemetinsellik” (transtextualité) başlığı altında andığı “ana metinsellik” (hypertextualité) yaklaşımı aracılığıyla incelenmiş ve metinler arasında yaşanan biçimsel ve anlamsal dönüşümler irdelenmiştir. Başaran, Deli Dumrul hikâyesinden yola çıkarak zaman, yer, karakter özellikleri ve buna bağlı olarak olayların akışının farklılaştığı yeni bir anlatı oluşturmuş, bu dönüşüm işlemi ile modern insanın ölüm algısını beyazperdeye taşımıştır. Filmde, ölüm, Dumrul’da olduğu gibi, gerçekliği kabul edilen bir yazgı niteliğinde değil, bireylerin son ana dek yakasını kurtarmaya, “öldürmeye” çalıştıkları bir olgu olarak anlamlandırılmıştır.TurkishUzun İnce Bir YolDede KorkutDeli DumrulMetinlerarasılıkModern insanın “ölümü öldürme” çabası: uzun ince bir yolModern people’s attempt to kill death: uzun ince bir yolArticle