Browsing by Subject "Toplumsal cinsiyet"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Restricted “Demirel’in manevi kızı”, hususi doktoru, Türkiye’nin en genç ve ilk kadın Cumhurbaşkanı başdanışmanı: Dr. Aylin Cesur(Bilkent University, 2020) Gönül, İdil Naz; Kırcal, Melis; Gökçe, Reyhan; Ustalar, ZeynepBu araştırma, Süleyman Demirel’in “manevi kızı”, hususi doktoru ve Türkiye’nin en genç ve ilk kadın cumhurbaşkanı başdanışmanı Dr. Aylin Cesur’u konu almaktadır. Aylin Cesur’un tıp dünyasına yaptığı katkılar, kendisinin de başarılı bir kadın bürokrat olması nedeniyle kadının toplumdaki yerinin önemine verdiği katkılar, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile olan ilişkisi, Cumhurbaşkanlığı danışmanlık yılları ve aktif olarak sürdürdüğü Isparta Milletvekilliği görevi ele alınmıştır. Bu araştırmayı gerçekleştirmek amacıyla Aylin Cesur ve Aylin Cesur’un Süleyman Demirel ile olan ilişkisi ile ilgili gazete haberleri, Süleyman Demirel’in yazdığı kitaplar ve Süleyman Demirel hakkında yazılmış olan kitaplar incelenmiştir. Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur ile röportaj yapılmıştır.Item Open Access Ninnilerde "kadın sorunu"na bakış(Geleneksel Yayıncılık, 2010) Kurtuluş, M.Toplumsal cinsiyet rollerinin sorunsallaştırıldığı çalışmalarda yazılı edebiyat metinlerinin sözlü metinlere kıyasla daha çok tercih edildiği görülmektedir. Ninniler ise, kadının öznel sorunlarını, kadın dünyasını “dişil” bir sesle yansıttığı için “kadın edebiyatı”nın anonim metinleri olarak sayılabilir. Dolayısıyla, bu makalede “kadın sorunu” bu kez sözlü kültür metinleri olan ninniler üzerinden araştırılacaktır. Bu çalışmada ninniler iki bölüm halinde incelenecektir. Birinci bölümde, “ninni yerine söylenen” efsane ve ağıt türünde örnekler ele alınarak bunların toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretiminde nasıl bir işlevinin olduğu tartışılacaktır. Yine aynı bölümde, bazı ninni örneklerinin kadının – geleneksel normların dışına çıkmadan- toplumsal cinsiyet rollerinin üzerinde kurduğu baskıyı dile getirebildiği ürünler oldukları öne sürülecektir. Bu savı desteklemek için seçilmiş ninnilerden birinde anlatıcı sesin, çocuğu olamamasından yakındığı ve bu durumun üzerinde yarattığı baskıyı dile getirdiği görülmektedir. İkinci bölümde ise, ninni türü, gramer kurallarının bozulduğu, bilinç akışına elverişli, mantıksal önermeleri kırmaya yönelik oluşuyla “dişil” bir dil sayılabilecek olan “kadın biçemi”(écriture féminine) bağlamında tartışılacaktır.Item Restricted Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerinden: Fatma Şakir Memik(Bilkent University, 2020) Özdemir, Mehmet Ufuk; Kanmaz, Tevfik Bülent; Tütüncü, Dora; Köse, Duru; Sözen, CanFatma Şakir Memik, 1903 yılında Safranbolu'nun Akören doğmuş, doktor, hayırsever, siyasetçi ve Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden biridir. Hayatını çoğunlukla İstanbul'da geçirmiş olan Memik, tıp eğitimini Tıbbiye Mektebi'nde tamamlayıp 1929 yılında birincilikle mezun olmuştur. İhtisasını Vakıf Gureba Hastanesinde tamamlayıp 1934 yılında dahiliye uzmanı olarak çalışmaya başlamıştır. 5 Aralık 1935 tarihinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerinden biri olarak seçilen Fatma Memik, görevini iki yıl boyunca devam ettirmiştir. Görevi sırasında ulusal ve yerel çalışmalarda yer almıştır. Bu çalışmalara örnek olarak Edirne'de Meriç Nehri taşkınlarına alınan önlemler, Kardemir Demir Çelik Fabrikasının kuruluşu ve sağlık çalışanlarına verilen haklar örnek gösterilebilir. Bir hayırsever olan Fatma Memik, hayatı boyunca yardıma ihtiyacı olan kişilere ücretsiz sağlık hizmeti sağlamış, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda çalışmış ve öğrencilere burs sağlamıştır. Fatma Memik, çalışmaları ve yardımseverliği ile hayatı boyunca toplumsal cinsiyet algısında, yerel ve ulusal yapılanmalarda ve Atatürk ilke ve düşüncelerinin devamlılığında örnek biri olmuş ve sonraki nesile bu değerlerin aktarımında etkili bir kadın figürü olmuştur. Bu çalışmada Fatma Memik'in hayatı, yaşadığı zorluklar ve Türkiye Cumhuriyeti'ne olan etkileri incelenmiştir.Item Restricted Türkiye'de seksenli ve doksanlı yıllarda transseksüellerin yeri(Bilkent University, 2018) Baş, Helin; Tütüncü, Bilgecan; Demirel, Gülce; Demir, Emrah; Turgaylı, AleynaBiyolojik cinsiyet, cinsel organlara göre insanları kadın ve erkek olmak üzere ikiye ayırır. Toplumsal düzen ve sosyal roller biyolojik cinsiyetimiz üzerinden belirlenir. Cinsel kimlik ise toplumda bireylerin kendilerini diğer insanlara –feminenlik ve maskülenlik bağlamında- nasıl aktardığıyla ilgilidir. Cinsel kimlik, biyolojik cinsiyetten farklı olabilir ve bu duruma transseksüalizm adı verilir. Bu araştırma, devlet toplum ve medya üzerinden Türkiye’de trans bireylere olan bakış açısının tarihi süreç içerisinde nasıl ve neden değiştiğini incelemeyi amaçlamıştır. Bu araştırmada, Milliyet ve Hürriyet Gazetelerinin arşivleri, konuyla ilgili makaleler, trans bireylere ait anı kitapları, 1961 doğumlu, trans birey LGBT’li aktivist Demet Demir’in röportajları kullanılmıştır. 80’lerden 90’ların sonuna kadarki süreçte devlet, toplum ve medyanın trans bireylere karşı giderek daha ılımlı yaklaştığı gözlemlenmiştir.Item Restricted Yayın sektöründe geçmişten günümüze kadının yeri: İlk Türk kadın spiker Nuran Devres(Bilkent University, 2021) Rathert, Esin Julia; Aydın, Sena; Yayla, Deniz; Bay, Büşra; Çelik, SelinBu makalede, 1960’lı yıllarda Türkiye’de ilk televizyon yayınını yapan ilk kadın spiker Nuran Devres’in kariyer yolculuğu ve cinsiyet faktörünün mesleki deneyimlerine etkisi ele alınarak kadın spikerlerin medya sektöründe dönemsel olarak yaşadığı zorluklar incelenmiştir. Dönemsel süreçte cinsiyet faktörünün spikerlik mesleğindeki yeri incelenmeden önce, dünyada ve Türkiye’de yayıncılık sektörünün gelişiminden ve spikerlik mesleği özelinde dönemsel olarak kadınların rollerinden bahsedilmiştir. Medya ve spikerlik mesleği hakkında genel bilgiler verilmesinin ardından kadınların spikerlik mesleğinde yaşadıkları zorlukların arkasında bulunan, medya sektöründe yer almalarına karşı bir tutum sergileyen toplumsal bakış açıları incelenerek geçmişten günümüze cinsiyet faktörünün yarattığı eşitsizlik ve haksız rekabet ortamları ele alınmıştır. Zaman içerisinde kadın spikerlere karşı toplumsal bakış açısının değişimi anlatılmaya çalışılmıştır. Farklı dönemlerde spikerlik yapmış kadın ve erkek spikerlerle yapılan röportajlar ile spikerlik mesleği ve cinsiyet kavramlarının entegrasyonu, sektörün içerisinde yer alan birinci kişiler tarafından aktarılan deneyimler ile desteklendirilmiştir.